İDAMLIK SOKRATES'İN MAHKEMESİ (MÖ 469-399)
Zehir ne zaman hazırsa almaya hazırım, ama hakikati söylemekten vazgeçmem. Canlıysam, son nefesime kadar söylemeye devam edeceğim Ben kendi düşüncelerime, hislerime, varlığıma göre yaşadım; bu şekilde de ölmek isterim.”
millivicdan.org - SOKRATES (Yunanlı Filozof, Atina, MÖ 469-399)
Beşinci yüzyılda Atina'da Sparta ile uzun yıllar süren savaşın ardından yaşanan bozulmada, günah keçisi aranıyordu. Sokrates, “sürekli sorular sorması, gençleri şüpheci yaptığı, kuşak çatışmasına neden olduğu” gerekçesiyle üç vatandaş tarafından suçlandı ve muhakeme edildi.
Kendisine yöneltilen suçlamaları tek tek çürütmesine ve “suçunun elinden gelenin en iyisini yaparak hizmet etmek olduğunu” söylemesine rağmen, yapılan oylamada 31 oy farkla suçlu bulundu ve ölüm cezasına çarptırıldı.
Kendisine birkaç alternatif sunuldu:
- “Atina'yı terk edersen ve asla bir daha geri gelmeyeceğine söz verirsen, ölümden kurtulabilirsin.”
- Ya da “Atina'da kalmak istersen konuşmayı bırak ve sessiz ol, aksi takdirde gün doğarken zehri içmek zorunda kalacaksın” dediler.
Sokrates'in cevabı:
- “Zehir ne zaman hazırsa almaya hazırım, ama hakikati söylemekten vazgeçmem. Canlıysam, son nefesime kadar söylemeye devam edeceğim. Ve Atina'yı hayatımı kurtarmak için terk edemem. Çünkü o zaman kendimi ölümden korkmuş, ölümden kaçmış, ölümün sorumluluğunu almamış güçsüz birisi olarak hissedeceğim. Ben kendi düşüncelerime, hislerime, varlığıma göre yaşadım; bu şekilde de ölmek isterim.”
- "Bunun olacağını biliyordum, çünkü yalanlara, dolanlara, kandırmalara dayanarak yaşayan bir toplumda, hakikatten bahsetmek ölmeyi istemektir. Ve hepinizin bilmesini istiyorum ki, kendi sorumluluğumu alarak yaşadım ve kendi sorumluluğumu alarak ölüyorum. Benim için kimse karar veremez; kendimle ilgili ben karar veririm."
Bir dostu;
- “Ben senin sebepsiz yere ölüme çarptırılmana dayanamıyorum” dediğinde, Sokrates:
- “Rahat ol dostum, benim suçlu olarak ölüm cezasına çarptırılmamı mı tercih ederdin” demiştir.
Bu sözler, bize 2500 sene öteden seslenen bir Yunan Filozofuna ait.
Aşağıdaki sözler de, kendisine, müşriklerin; “Mekke'nin reisliği, istediği kadar mal-mülk-para, seçebildiği kadar güzel kadın” teklifini ileten Amcası Ebu Talip'e: “ Vallahi Amca! Bir elime ayı, bir elime güneşi koysalar ben bu davadan vazgeçmem” diyen Peygamberimiz, örneğimiz Hazreti Muhammed'e ait.
İslam, dünyadaki bütün insani değerlerin toplamıdır. İslam evrenseldir. Ve İslam MÖ 5. Asırda Atina'da da vardı.
Rabbimiz! Bizi taş değil, kuş değil, insan yarattın. Bizi İslam'la şereflendirdin. Kendini, Esmanı, Kur'an'ı ve kâinatı tanıttın.
“Seni ne kadar çok övüyoruz ve seviyoruz Allah'ım” desek yine de meramımızı anlatmış olamayız ki”¦
Hayırlı Salı'lar diliyorum.
Ankara, 10 Mayıs 2016
Orhan Arslan