Üniversite Tercih İpuçları - İsmail GÜVENÇ | Milli Vicdanın İlimle Hicreti
  • YAZARLAR
  • Emrullah ÖNALAN
  • Mehmet Zeki İŞCAN
  • Cevat GERNİ
  • Hasan SAĞINDIK
  • Seyfullah TÜRKSOY
  • Menderes ALPKUTLU
  • Lütfü ŞEHSUVAROĞLU
  • Turan GÜVEN
  • M. Hanefi PALABIYIK
  • Kemal Polat
  • İrfan SÖNMEZ
  • Mustafa AKIN
  • Hacı GÜRHAN
  • Hafize ŞAHİNER
  • Fatma Sönmez
  • Ahmet ÜNAL
  • İrfan SEVİNÇ
  • Şahabettin YILDIZ
  • Oğuzhan ÖLMEZ
  • Ahmet Coşkun DÜNDAR
  • Muharrem BİTİREN
  • Mehmet SAĞLAM
  • Mete ÖZDİKİCİ
  • Ahmet ÖZTÜRK
  • Ufuk ÜNAL
  • B.BARIŞ KERİMOĞLU
  • M.Çağdaş ÇAYIR
  • Ahmet İZZETGİL
  • ERHAN HAŞLAK
  • Veysel AŞKIN
  • Suat UNGAN
  • Hayrullah DEMİR
  • Cemil İLBAŞ
  • Tahsin BULUT
  • Coskun KÖKEL
  • Bülent KARAKELLE
  • Senar BAŞAK
  • Küşat TAŞKIN
  • Orhan ARSLAN
  • Hakkı DURU
  • Hüseyin AKDOĞAN
  • Osman Kenan AKSOY
  • Hayrettin NEŞELİ
  • Kerim Alperen İBİŞ
  • R.Alparslan TOMBUL
  • Mehmet DOĞAN
  • Ali ARASOĞLU
  • Manaf BAGİRZADE
  • Zülfikar ÖZKAN
  • Veysi ERKEN
  • Abdulnasir KIMIŞOĞLU
  • Ömer YÜCE
  • Cengiz Yavilioğlu
  • Kemal YAVUZ
  • M.Lütfü YILDIZ
  • Orhan İBİŞOĞLU
  • Mehmet OKKALI
  • İsmet TAŞ
  • İsmail GÜVENÇ
  • M.Alperen ÇÜÇEN
  • Orhan KAVUNCU
  • Mustafa Toygar
  • Mete GÜNDOĞAN
  • Sadi SOMUNCUOĞLU
  • Ertugrul ASİLTÜRK
  • Yunus EKŞİ
  • Muhammet Esat KESKİN
  • Yücel OĞURLU
  • Aynur URALER
  • Hasan Gökhan Kotan
  • Mehmet Akif OKUR
  • Bozkurt Yaşar ÖZTÜRK
  • Mahmut Celal ÖZMEN
  • Fazlı POLAT
  • Mustafa İLBAŞ
  • Serkan AKIN
  • Musa IŞIN
  • Gündüz GÜNEŞ
  • Enver Alper GÜVEL
  • Necdet TOPCU
  • Onur ERSANÇMIŞ
  • Mehmet Bozdemir
  • Fahri Akmansoy
  • M. İkbal Bakırcı
  • M.Talât UZUNYAYLALI
  • Rubil GÖKDEMİR
  • Zeki ŞAHİN
  • Özkan ÖZKAYA
  • Dr. Muhsin YILMAZÇOBAN
  • İparhan UYGUR
  • Sami ŞENER
  • Hakkı ÖZNUR
  • Mehmet MUTLUOĞLU
  • Nurettin KALDIRIMCI
  • Ali Rıza MALKOÇ
  • Namık Kemal ZEYBEK
  • Atilla BİTİGEN
  • Mahmut Zeki ÇABUK
  • Emre KESKİN
  • Şener MENGENE
  • Selami BERK
  • Mehmet MUTLUOĞLU
  • Abdullah NEHİR
  • Gafur OTURAK
  • Recai ÇELİK
  • Ahmet Berhan YILMAZ
  • Nazmi ÖLMEZYİĞİT
  • Necdet BAYRAKTAROĞLU
  • Tarık Sezai KARATEPE
  • nikaO
  • Mustafa Duman
  • Ramazan ASLANBABA
  • Feyzullah BUDAK
  • Mahmut Esfa EMEK
  • Orhan SÖYLEMEZ
  • Asiye TÜRKAN
  • MİLLİ VİCDAN
  • KONUK MAKALELERİ
    ÜNIVERSITE TERCIH İPUÇLARI
    Yazar: İsmail GÜVENÇ
    Eğitimci ve Araştırmacı, Yazar Prof. Dr. İsmail Güvenç, Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonuçlarının açıklanmasının ardından öğrencilerin yapacakları tercihlerde nelere dikkat etmesi gerektiği ile ilgili olarak Milli Vicdan takipçilerine bilgilendirmelerde bulundu.
    millivicdan.org - Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından her yıl üniversitelere öğrenci yerleştirmek adına yapılan ve 2 etaptan oluşan üniversite sınavlarının 2'nci kısmı olan LYS sonuçları dün itibariyle açıklandı. Sonuçların açıklanması ve başarıya göre puan dağılımının yapılmasının ardından kimi öğrenci sevinç yaşarken kimi öğrenci ise hüzün yaşadı. Bir yıl boyunca hayalini kurduğu mesleğe ulaşabilmek adına gecesinin gündüzüne katarak, yoğun bir şekilde ders çalışan öğrencileri şimdi de tercih heyecanı sardı. Ancak bunun yanında geçmiş yıllarda yapılan yanlış tercihleri göz önünde bulundurarak, olası yanlış bir tercih yapmak istemeyen öğrenciler, derin bir araştırmanın içerisine girdi. İşte tam da bu noktada devreye girerek eğitimciliğiyle, bilgisi ve deneyimiyle öğrencilerin imdadına yetişen Prof. Dr. İsmail Güvenç, 2017 ÖSYM tercihinde nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini anlattı. Konuyla ilgili röportaj veren Güvenç, öğrencilerin aklına takılan birçok sorunun cevabını verdi. İşte Prof. Dr. İsmail Güvenç ile tercih konusunda yapılan röportajın detayları”¦

    “HER YIL ORTALAMA 1 MİLYON 200 BİN ÖĞRENCİ MEZUN OLUYOR”


    Üniversite Tercihleri İçin Öneriler

    Yeni öğretim yılı (2017-2018) için süreç normal seyrinde akmaya devam ediyor. LYS sonuçları dün itibariyle açıklandı. Üniversite tercihleri ise 18-26 Temmuz tarihleri arasında yapılacak. Bu tercihler için TBMM tarafından yayımlanan “Türkiye'de Üniversite Mezunu Nüfusun İşgücü Durumu” başlıklı raporda, 2000 yılında 143 bin olan üniversite mezunu işsiz sayısının 2015'te 774 bine çıktığı bilgisini hatırlatalım. Türkiye'de üniversitelerden ortalama olarak yılda 1 milyon 200 bin öğrenci mezun olmaktadır. Türkiye'nin iş üretme kapasitesi ise 1 milyondan daha az, yıllık istihdam imkânı 700-800 bin kadardır. Dolayısıyla üniversite mezunlarının yüzde 20-30'unun işsiz kalması mukadderdir. Nitekim 2017 yılında yüzde 13 olan işsizlik oranı üniversite mezunları arasında yüzde 20-25 olarak açıklanmıştır. Ülkemizin 2017 yılında büyüme oranının yüzde 3-4 olacağı tahmin edilmektedir. Bu verilere göre üniversite mezunlarının iş bulma imkânı bazı bölümler için oldukça zordur. Bu yazımızda önce üniversite sistemi sonrada üniversite tercihlerinde dikkat edilmesi faydalı olan hususları irdeleyeceğiz.

    "ÜNİVERSİTE YÜKSEK DÜZEYDE EĞİTİM VEREN BİR KURULUŞTUR"


    Üniversite (Yükseköğretim) Sistemi

    Üniversitenin dünya çapında veya evrensel anlamda üniversal sözcüğünden geldiği düşüncesi doğru değildir. Aslında üniversite kavramı öğrenci ve eğiticilerin kurdukları birlik anlamına gelen, ortaçağ Latincesinden üretilen “universitas” sözcüğünden gelmektedir. Universitas kavramı ise “bütün, yekpare” anlamındaki “universustan” türetilen bir sözcüktür. Detaylı bir tanımını ise şu şekilde yapılabilir: Üniversite (İng. University) bilimsel özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip yüksek düzeyde eğitim, öğretim, bilimsel araştırma ve yayın yapan fakülte, enstitü, yüksekokul vb. kuruluş ve birimlerden oluşan öğretim kurumudur. Başka bir deyişle, üniversite ya da diğer adıyla yükseköğretim, fakülte ve meslek yüksekokullarında 2 veya 4 yıl olarak yapılan eğitim öğretimdir. Bazı tanımlamalarda ise bilim kutsal bir uğraş olarak görülmekte, bu kutsalın ”˜mabedi' olarak da üniversite gösterilmektedir. Nitekim Wissema (2009) Humboldt tipi üniversiteleri saf bilimin, bilim için bilimin tapınakları olarak ifade edilmiştir.

    “193 ÜNİVERSİTEMİZ VAR”


    Ülkemizde Türkiye'de kaç tane üniversite vardır?

    Üniversite sayıları hızla artarak her ilde en az bir üniversite bulunur hale gelmiştir. Türkiye'de 2017 yılında 109 kamu, 76 vakıf üniversitesi, 8 vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere toplam 193 tane yükseköğretim kurumu bulunmaktadır.

    “HER ŞEHİRDE EN AZ BİR ÜNİVERSİTE VAR”


    Üniversitelerin şehirlere dağılımı

    Ülkemizde her şehirde en az bir üniversite bulunmaktadır. Üniversitelerin yüzde 45.6'ı 4 büyük şehirde faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu yıl itibari ile İstanbul'da 58, Ankara'da 16, İzmir'de 8, Antalya'da 6, Konya'da 4, Bursa, Kayseri, Gaziantep ve Mersin'de 3'er, Eskişehir, Adana, Kocaeli, Nevşehir, Trabzon, Balıkesir, Hatay ve Erzurum'da 2'şer yükseköğretim kurumu (üniversite veya myo) bulunmaktadır.

    “ÜLKEMİZDE 6 MİLYON 689 BİN185 ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİSİ VAR”


    Üniversite kapılarını açtı mı?

    Uzun yıllar ortaöğretimdeki öğrencilerin yükseköğretime yeterli oranda kabul edilmediğinden şikâyet edilmiştir. Bir süre sonra bu talepler dikkate alınarak üniversitenin kapıları belki de sonuna kadar açılmıştır. Ülkemizde farklı kademelerde öğretim gören 22-23 milyon öğrenci vardır. TÜİK verilerine göre 2015-2016 döneminde ilkokulda 5 milyon 360 bin 703, ortaokulda 5 milyon 211 bin 506 ve lisede ise 5 milyon 807 bin 643 öğrenci bulunmaktadır. Eğitimin bu kademelerinde net okullaşma oranı sırasıyla yüzde 94.87, yüzde 94.39 ve yüzde 79.79 kadardır. Bu verilere göre üniversite öncesi eğitimde eleme olmadan bir üst eğitim kademesine öğrencilerin devam ettiği söylenebilir. Yükseköğretimde YÖK'ün 2015-2016 verilerine göre ülkemizde 6 milyon 689 bin185 yükseköğretim öğrencisi mevcuttur. Bunun 2 milyon 285 bin 406'ı ön lisans, 3 milyon 900 bin 601 lisans, 417 bin 084 yüksek lisans ve 86 bin 094'ü doktora düzeyindedir (YÖK 2017: İstatistikler). Buna göre Türkiye'deki yükseköğretim öğrencisinin yüzde 34.2'i ön lisans, yüzde 58.3'ü lisans, yüzde 7.5'i lisansüstü öğrencilerden oluşmaktadır. Bu verilerden ön lisans programlarının (MYO) yükseköğretim içerisinde yüksek bir payı olduğunu söylemek mümkündür. Ülkemizdeki Yükseköğretim öğrencisinin yüzde 91.7 devlet üniversitelerinde yüzde 8.3 vakıf üniversitelerinde eğitim-öğretim görmektedir. Lisans öğrencilerinin oranı vakıf üniversitelerinde yüzde 61.6 ve devlet üniversitelerinde ise 58.2'dir. Yükseköğretim öğrencilerinin yüzde 46,8'inin açık öğretim ve uzaktan eğitim öğrencisi olduğu da dikkate alınmalıdır. Sadece örgün eğitim gören 1 milyon 619 bin 522 örgün eğitim öğrencisinin toplam yüksek öğretimdeki payı ise yüzde24.2'dir. MYO ve açık öğretim fakültelerinin durumu ve işleyişi dikkate alındığında yükseköğretime erişimin oranı tartışmalı bir durumdadır.

    “ÜLKEMİZDE ÜNİVERSİTE SAYISI BELLİ BİR SINIRA ULAŞTI”


    Ülkemizde yeni üniversite açılmalı mı?

    Türkiye'nin yükseköğretim gelişmesine toplam üniversite sayısı açıldığı yıllardaki ülke nüfusu dikkate alınarak bakıldığında 1933 yılında 16 milyon nüfusa bir üniversite düşerken, günümüzde devlet ve vakıf üniversiteleri birlikte düşünüldüğünde 413 bin nüfusa bir üniversite düşer hale gelmiştir. Dünya nüfusunun 7.5 milyar ve dünyada üniversite sayısının 20-25 bin olduğu dikkate alındığında dünya ortalaması olarak 300-400 bin nüfusa 1 adet üniversite düştüğü anlaşılacaktır. Aynı yöntemle ABD'nin nüfusunun 350 milyon ve üniversite sayısının 4.500-5.000 olduğu dikkate alınarak yapılacak bir hesaplamada ABD'de her 70-80 bin nüfusa 1 adet üniversite olduğunu tespit edilecektir. O halde nüfus dikkate alındığında ülkemizde üniversite sayısının belli bir sınıra ulaştığını söyleyebiliriz. Kaldı ki ABD üniversiteleri uluslararası öğrenci kabulünde ve sanayi ile işbirliğinde üstün bir başarı göstermeleri gözden uzak tutulmamalıdır.

    “ÖĞRENCİLER İSTİHDAM İMKÂNI OLMAYAN BÖLÜMLER TERCİH ETMESİN”


    Tercihlerde dikkat edilecek hususlar nelerdir?

    Adaylar ve ebeveynleri LYS sonuçlarının açıklanması ve sonrasında da tercihlerin yapılmasını heyecanla beklemekteler. Elbette adayların bir ömür boyu yapmak istedikleri mesleği seçmeleri kolay değildir. Çoğu lise son sınıf öğrencisi olan bu gençler tercihleri yaptığı dönemde ne iş yapmak istediğini tam olarak bilememektedir. Adaylar kendilerini ve mesleklerini yakından tanıdığında daha doğru tercihler yapabilir. Bu tercihlerde çok sayıda faktör göz önünde bulundurulmalıdır. Örneğin, bu meslek/iş hangi mekânda icra edilecek? Bazı bireyler sekreterler gibi kapalı bir ortamda (ofiste) çalışmayı, kimileri ise orman ve ziraat mühendisleri gibi açık arazide olmayı tercih edebilir. İş hayatında insanlarla iletişim önemli olmakla birlikte bazılarında bu biraz daha fazla önemli olabilir. Örneğin tıp doktoru olup biyokimya veya patoloji uzmanı daha az diğer kişilerle ilişki kurması gerekirken, dâhiliye uzmanı bunu daha sık yapmak zorundadır. Bazı mesleklerde takım halinde çalışmak önemli iken bazılarında ise bireysel çalışmalar daha önemlidir. Üniversite tercihlerinde kendisini ve meslekleri yakından tanımanın önemini tekrar hatırlatarak üniversite tercihlerinde şu hususların dikkate alınmasını önermekteyim: Kendini Tanımak ve Yetenek: İlmin ve Tecrübenin Işığında “Hayatta Sürdürülebilir Başarının Anahtarları” adlı kitabımda başarıda kendini tanımanın ve sahip olunan yeteneğin farkında olmanın önemine dikkat çekmiştim: Yetenek (İng. ability) bir kimsenin bir şeyi anlama veya yapabilme niteliğidir. Daha geniş olarak “herhangi bir şeyi öğrenmek, bir işi yapmak ve tamamlamak ya da bir duruma başarıyla uymak konusunda organizmada bulunan ve doğuştan gelen gü甝 olarak tanımlayabiliriz. Üniversite çağına gelen gençlerin önemli bir kısmı, aslında hangi mesleği yapmak istediğinin, hangi mesleğe daha yatkın olduğunun bilincinde olmayabilir. Birçok genç bu önemli sorulara net bir cevap veremeden üniversite tercihinde bulunurken aynı zamanda hayatlarını şekillendirecek olan mesleklerini de seçmiş oluyor. Oysa unutulmamalı ki yetenek, beceri, ilgi alanı ve kişiliğe göre uygun mesleği seçmek, başarı ve mutluluğu, yani yaşam kalitesini belirleyecek en önemli hususların başında geliyor. Kendimizi başarılı hissettiğimiz, sevdiğimiz ve sabahları neşeyle gittiğimiz bir işte çalışmak büyük bir ayrıcalıktır. Bununda yolu ise kendimizi tanımak ve yeteneklerimizin farkında olmaktan geçmektedir. Gelecekte Önemli Olacak Beceri ve Alanlar: “Hayatta Sürdürülebilir Başarının Anahtarları” adlı kitabımda başarıda gelecekte önem kazanacak beceri veya alanlara dikkat etmenin önemini de vurgulamaktayım: Bu yazı yazıldığı dönemden sonra da mesleklerin değer ve öneminde bir değişme olması ihtimal dâhilindedir. Bu nedenle eğitim yolu ile kariyer sahibi olmak isteyenlerin gelecek 8-10 yıl içerisinde mesleklerin durumunu bilmesi faydalıdır. Dünya Ekonomik Forumu'nun Geleceğin Meslekleri Raporu'na göre beş yıl içinde işgücü piyasasında bugün ihtiyaç duyulan becerilerin yüzde 35'i değişmiş olacak ve bazı meslekler daha önemli olacak. Bu noktada geleceğin belirsizliği de dikkate alındığında yarının işgücü piyasasına nasıl hazırlanmak gerekiyor? Raporda, 2015 ve 2020 yılları için iş dünyasının beklentileri doğrultusunda ihtiyaç duyulan 10 temel beceri sıralanmış. Söz konusu sıralamaya göre, 2015 yılı için öne çıkan beceriler, problem çözme becerisi, işbirliği, insan yönetimi, eleştirel düşünme, müzakere becerileri, kalite kontrol, hizmet oryantasyonu, muhakeme gücü ve karar verme, aktif dinleme ve yaratıcılık. Raporda, dünyadaki değişim ve dönüşüm sürecinin etkisiyle 2020 yılında bu sıralamanın değişeceği ve yeni becerilerin de listeye ekleneceği vurgulanmaktadır. Bu anlamda, 2020'nin iş dünyasında kendisine iyi bir yer arayanlar için yaratıcılık, duygusal zekâ ve bilişsel esneklik gibi yeni beceriler de listeye eklenecektir. Gelecek 10 yılda işgücü piyasasında ön plana çıkması beklenen alanlar olarak mimari, mühendislik, matematik ve bilgisayar bilimleri öngörülmekte. Üniversite mi Bölüm mü Tercih edilmeli? Adaylar tercihlerine yeteneklerine uygun bölümleri seçerek başlamalılar. Sonra bu bölümün olduğu fakülteyi, daha sonra da bu fakültenin olduğu üniversiteyi belirlemeliler. Adayların iyi üniversitelerde yeteneklerine ve gelecekte istihdam imkânı olmayan bölümleri tercih etmesi doğru değildir. Bölüm Başarı Sırasını ve Mevcut Durumunu Öğrenme İmkânı Var mı? Bu soruya olumlu cevap vermek mümkün. YÖK'ün internet sitesinde ki ”˜Yükseköğretim Program Atlası'nın' dan bunları öğrenmek oldukça kolay. Bu programdan bölümün mevcut akademik kadrosunu görme imkânı da var. Bunun yanında program içerisinde yer alan ”˜Mezun Başarı Atlası' herhangi bir Türk üniversitesinden mezun olanların girdiği sınavlardaki başarı durumu dolayısıyla mezun olduğu üniversite ile ilgili daha nesnel veriler sunmaktadır. Bu hususlara dikkat eden adaylar tercih yaparken bu incelemeyi yapmalıdır.

    “ADAYLAR İŞ BULABİLECEĞİ BİR BÖLÜMÜ TERCİH ETMELİDİR”


    İş bulma potansiyeli (istihdam)

    Normal bir akademik zekâya sahip bir birey birçok mesleği eğitimini aldıktan sonra rahatlıkla icra edebilir. Bu durum yeteneklerine göre tercih önerisine zıt bir durum değildir. Gençlerin hayatın gerçeklerini dikkate alarak bir değerlendirme yapması da mümkündür. Bu düşüncelerimizi TBMM'nin 2015'te “Türkiye'de Üniversite Mezunu Nüfusun İşgücü Durumu” başlığı ile yayınladığı raporun sonuçları da desteklemekte. Raporda, 2000 yılında 143 bin olan üniversite mezunu işsiz sayısının 2015'te 774 bine çıkmış olması üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranının gün geçtikçe artacağını gösteriyor. Her şeyden önce adaylar iş bulabileceği bir bölümü tercih etmelidir.

    “UYGULAMALI VE STAJ AĞIRLI BİR BÖLÜME GİDİN”


    Uygulama ağırlıklı eğitim ve staj imkânı

    Uygulama ve staj ağırlıklı bir eğitim alarak mezun olmak iş hayatına atıldığınızda karşılığını kısa sürede fazlasıyla alacağınız çok önemli bir avantaj. Bu sayede mezun olunduğunda çalışılacak sektörün önemli temsilcileriyle daha öğrenciyken tanışma fırsatı elde edilebilir. Bazı üniversitelerde intörn mühendislik vb. uygulama imkânları vardır. Tercihlerde bu durum göz önüne alınmalıdır.

    “50-100 BİN KONTENJAN FAZLASI VAR”


    Kontenjanların doluluğu

    Türk yükseköğretimi son yıllarda öğrenci kontenjanlarının doluluğunda toplamda sorun yaşamaya başladı. ÖSYM üniversite yerleştirme sınavına giren adaydan 50-100 bin kontenjan fazlası var. Yani bu kontenjanları son yıllarda doldurma sıkıntısı mevcut. Sorun tıp, diş hekimliği, hukuk vs. bazı bölümlere açılan kontenjanlara girebilmekle ilgili. Bu bölümlere artan talep yeni önlemlerin alınmasına neden oldu. Son yıllarda YÖK tıp, hukuk ve mühendislik fakültelerinde LYS sınavlarında tavan puan uygulaması getirmiştir. İlla da bir bölüme yerleşmek isteyen bir aday bunu başarabilir. Fakat bu çok doğru bir hedef değildir.

    DİPLOMA EKİ ETİKETİ


    Diplomanın uluslararası tanınırlığı

    Üniversite sayısının artması mezunların yurtiçi istihdamında bile hangi üniversiteden mezun olduğunun önemini artırmıştır. Diğer yandan küreselleşme ile farklı kültür ve devletlerde görev almak için diplomanın kabul edilir olması da gerekmektedir. Sahip olunan diplomanın ulusal ve uluslararası değeri önemsenmelidir. Elinizdeki diplomanın kabul edilmediği (tanınmadığı) bir ülkede belgeleriniz atık kâğıt hükmündedir. Bir üniversiteden alınan diplomanın diğer ülkelerde de kabul edilmesi saygınlığını (değerini) gösterir. Küreselleşen dünyada alınan derecelerin uluslararası geçerliliği artan bir öneme sahiptir. Diplomaların uluslararası tanınırlığı Avrupa Komisyonu'nun bir üniversiteye “Diploma Eki Etiketi” verebilir yönünde karar almasıyla tescillenecektir. Bir üniversitenin tanınırlığı için diploma eki etiketi önemli bir belgedir. Bunun yanında üniversite iş ve işlemleri ile tüm dünyada saygın bir konuma gelmesi de mümkündür. Tercihlerde göz önünde bulundurulması gereken önemli bir faktör olarak üniversitenin “Diploma Eki Etiketi” verip vermediği yani uluslararası tanınırlığıdır.

    “DÜNYADA İLK 500'DE 5-6 ÜNİVERSİTEMİZ VAR”


    Üniversitelerin uluslararası sıralaması

    Türkiye'den uluslararası sıralamalarda ilk 500'e 5-6 üniversite girebilmektedir. Bunların dışında kalan Türkiye'deki bir devlet üniversitesinin dünya sıralamasındaki yerini kolayca belirlemek mümkün değildir. Ancak ODTÜ tarafından yapılan Türk üniversiteleri sıralamasından-URAP (University Ranking by Academic Performance)-yararlanılabilir.

    “ULUSLARARASI ÖĞRENCİLERİN VARLIĞI AVANTAJ”


    Yerel öğrenciler-ulusal öğrenciler

    Her şehirde üniversite açılması ile öğrencilerin aynı veya başka şehirden gelmiş olması dikkate alınan bir durumdur. Nitekim YÖK'ün sitesinde yer alan ”˜Yükseköğretim Program Atlasından' herhangi bir üniversiteye ait öğrencilerin aynı şehirden mi yoksa farklı bir şehirden mi geldiği bilgisi erişime açılmıştır. Birçok üniversite incelendiğinde son yıllarda üniversiteye kabul edilen öğrencilerin o il veya çevre illerden geldiği görülecektir. Uluslararası öğrencilerin varlığı avantajlı bir durumda olabilir.

    “KİŞİSEL GELİŞİME KATKI YAPAN ÜNİVERSİTELER TERCİH EDİLMELİ”


    Sosyal ve kültürel yaşam

    Üniversite hayatında öğrencilerinin eğitimlerinin yanı sıra gelişimlerine katkı sağlayacağı düşüncesiyle çeşitli sosyal-kültürel etkinlikler de düzenlenmektedir. Kampüs tarzında kurulan üniversitelerde spor ile ilgili fiziksel alan olarak kapalı spor salonu, halı saha, basketbol-voleybol sahası, tenis kortu, fitnees salonu, yarı olimpik kapalı yüzme havuzu gibi alanların varlığı olumlu bir özelliktir. Öğrencilere kişisel gelişimine katkı sağlayan bu tür üniversitelere diğerlerine tercih edilmelidir.

    “BARINMA VE ULAŞIM FAKTÖRÜNÜ DİKKATE ALIN”


    Barınma ve ulaşım imkânları

    Bazı üniversiteler barınma, şehirlerarası ve şehir içi ulaşım yönünden avantajlı bir konumda olabilir. Öğrencilerin barınma hizmetleri Kredi Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü (KYK) tarafından karşılanmaya çalışılmaktadır. Bu genel müdürlük günümüzde her ilde ve büyük ilçelerde örgütlenmiş durumdadır. Bazı üniversitelere bağlı yurtlar da bulunmaktadır. Bazı üniversitelere şehirlerarası ulaşım bazıları da şehir içi ulaşım, diğer bir kısmı ise her ikisi yönünden daha avantajlıdır. Üniversite tercihlerinde barınma ve ulaşımda önemli bir faktördür. Aslında büyük ve gelişmiş bir üniversite de eğitim almak tercih edilen bir husustur.

     

    Â