ÖLÜMÜN İNSANİ PORTRESİ...
“Türk'se öldürülebilir,” Bunu söylemeyen teröristin taziyesine katılmaz. Fakat bu ahmak bilmiyor ki, öldürülenler arasında Kürtler de var! Türkiye'de her Kürt öyle veya böyle de bir Türk'tür...
millivicdan.org - İnsan dünyanın her yerinde... Renk renk, cins cins, şekil şekil... Irklar, kavimler, milletler, diller... Hepsi insan! Hepsi muhterem. Bütün dinlerin söylediği: “İnsanı öldürmeyeceksin.” Eşref-i mahlukattır insan!
Şu sorunun cevabını araştıralım: Terörü lanetlemeyen insanî hasletlere sahip sayılabilir mi? Şehrin bir yerinde bombalar patlatarak işinden evine giden insanları öldürmek, kadınları, çocukları katletmek kutsanabilir mi?
Bunu kutsayan gerçekten “insan” olabilir mi?
. Her Türk de şöyle veya böyle Kürt'tür. Bin yıldır aynı kazanda kaynıyoruz!
TÜRKİYE'DE İNSAN OLMAYI REDDEDENLER VAR
Bunu Türk'e düşmanlık olarak yapıyorlar. Aslında düşmanlıkları insana. “Türk'sen ölmelisin, Kürt'sen öldürmelisin!” Böyle bir insanlık olabilir mi?
Bu ülkenin halkı içinde yaşayan, insan muamelesine tâbi tutulan, hatta ülkenin en büyük karar mekanizmasına seçilip görev alanlardan da bunu yapanlar var. Bunlar “Kürt”müş! Hadi ordan! Bu, Kürtlüğe en ağır hakarettir.
Ben diyorum ki Kürtleri dünyaya yanlış tanıtmayın. Onlar insanî hasletleri her zaman yüksekte tutarlar; çünkü müminler öyle yapar. Masum insanların sokak ortasında öldürülmesine karşı çıkarlar. Siyaset uğruna öldürmeyi, etnik şovenizmi reddederler.
Ama birileri de diyor ki, “biz insan olmayı reddediyoruz. Ankara'da akşam vakti sokak ortasında insanları öldürmek ancak kutsanacak bir iştir! Onu yapan da bizim kahramanımızdır!”
Kürtlük iddiasında olan, fakat bu insanlıktan çıkmış “belhumadal”lar zümresini insanlığa davet ediyoruz. Bir sonuç alınamayacağını bile bile!
İnsan olduklarında, insan varlığına karşı saldırılardan vicdanî rahatsızlık duyduklarında, onlar gerçekten Kürt olacaklar ve çözüm o zaman gelecek.
Ey insan kılıklılar, insan olun! Ey insan görünümlüler, insanların hayat hakkını hunharca elinden almayı kutsamayın!
ŞEHİDİN İNSAN OLARAK
Diyarbakır Sur'da insanlığa bombalı tuzak kuran teröristler tarafından şehit edilen Doğukan'ın vasiyeti bir insanlık dersi veriyor, anlayana!
Ne diyor Şehit Doğukan?
“Ölümüme üzülmeyin. Allah uğrunda ve millet bütünlüğü için şehit olduğumu unutmayın. Arkamdan ağıt yakmayın, bağıra çağıra ağlamayın, güzel dualar edin, Kur'an-ı Kerim okuyun... Ağabeyime borcumu biliyorum, ödeyin. Bilmediğim alacaklılarıma da istediklerini verin. Bana borcu olanlara hakkım helâldir. Anne, sevdiğimi kendi kızın gibi sev ve şefkat göster”¦”
İşte şehidin insan olarak portresi!
Kütüphanesiz başkentin başkanının Cumhurbaşkanı'na yalan söylettiğinin tescili:
KİTAPSEVERLER, müjde! Ankara'nın kitapçı çarşılarından Zafer Çarşısı açıldı. Malum, çarşı belediyenin mülküdür. Zafer Çarşısı'nın yeniden faaliyete geçmesi sevindirici elbette. Kütüphane düşmanı başkan uzun bir süreç içinde de olsa, Zafer Çarşısı'nın hayata dönmesine izin verdi. Muhtemelen de kitapçılar için değil, ayakkabıcı, oyuncakçı vb. dükkanları için. Yoksa onun kitaba elini değdikten sonra dezenfekte ettiğinden şüphe edilmez. Kitap okumadığını iftiharla açıkladı. Ankara'da ciddi kütüphane açığı var. Ne yapmak lâzım? Stadyumları çoğaltmak lâzım! Gençlerin kafalarını çalıştırmaya vakitleri olmasın, ayakları çalışsın! Peki Zafer Çarşısı'nın bundan neredeyse bir yıl önce alay-ı vâla ile Cumhurbaşkanı'na açtırıldığını hatırlayan var mı? 26 Mayıs Salı günü... Biz bir buçuk ay sonra yazmışız. Zafer Çarşısı açılışı sahte diye.. Ve Zafer Çarşısı Büyükşehir Ankara Bülteni'ne göre, 2016 Şubatı'nda açıldı...