MEŞRUTİYETTEN CUMHURİYETE PARTİLİ CUMHURBAŞKANI
Meşruti yönetimde hükümdar sembolik bir yöneticidir, ülkeyi seçilmiş hükümet yönetir.Türkiye'de ise tek partinin de başkanı olan Atatürk kendi modelini oluşturmuştur. Partili cumhurbaşkanlığına tereddütsüz “Atatürk modeli” diyebiliriz
millivicdan.org - Şu sıralar “partili cumhurbaşkanlığı” konusu gündemde.
Dün bu konuyla ilgili yazmaya başlamıştık. “İlk partili cumhurbaşkanı Atatürk!” Hatta M. Kemal Paşa Cumhuriyet'ten önce partiyi kurmuş ve genel başkan olmuştu!
Kurucu başkan ve kurucu parti, çok partili hayatı başlangıçta uygun görmedi. İlk kurulan parti kapatıldı. Gazi (o zaman Atatürk değildi)1930'larda halkta huzursuzluğun artması üzerine ikinci bir parti kurdurup zemin yoklamak için yakın arkadaşı Fethi Bey'i görevlendirdi. Fethi Bey ondan iki parti arasında tarafsız kalacağına dair teminat almaya çalıştı.
Bu danışıklı ikinci parti umulandan fazla rağbet görünce, M. Kemal Paşa, kurdurduğu gibi kapatılmasını da sağladı. Serbest Fırka 3 aylık varlığı ile çok şey anlatmıştı.
Paşa, partiyi kapattırdıktan sonra bütün sivil toplum kuruluşlarına da kilit vurdu.
Millî Mücadele ve devrimler dönemindeki desteğine rağmen Türk Ocakları'nı dahi kapattı. Türkiye tek parti yönetimini derinden hissetti.
Bir ara nasıl partinin başkanı cumhurbaşkanı, başkan vekili başbakan ise, içişleri bakanı genel sekreter ve il başkanları vali oldu! Bu dönemin pek hayırla yad edildiği söylenemez.
MEŞRUTİYETTEN CUMHURİYETE
19. yüzyılda aydınlar meşrutî idare için çalıştı. Sonunda Meşrutiyet ilan edildi. Rusya ile savaş, Meşrutiyet'in askıya alınmasına yol açtı. 2. Meşrutiyet'ten sonra İttihatçılar iktidar dizginlerini tümüyle ellerine alarak padişaha bir şey bırakmadılar.
Meşruti yönetimde hükümdar sembolik bir yöneticidir, ülkeyi seçilmiş hükümet yönetir.
Kralların seçime girmesi düşünülemez elbette! ABD örneğinde belki de kralsız bir yönetim oluşturmak durumunda kalındığı için başkanlık sistemine geçilmiştir.
Cumhuriyetin kuruluşunda Avrupa'nın meşruti yönetimlerden müdevver yetkisi sembolik cumhurbaşkanı modeli esas alınmıştır. Fakat uygulamada tek partinin de başkanı olan Atatürk kendi modelini oluşturmuştur. Partili cumhurbaşkanlığına tereddütsüz “Atatürk modeli” diyebiliriz.
Atatürk'ten sonra İnönü de bu modeli “millî şef” olarak devam ettirmiştir. Eğer böyle olmasa idi, çok partili sisteme geçildiğinde İnönü cumhurbaşkanı olarak kalır, Demokrat Parti hükümeti kurardı.
Bu durumda son partili cumhurbaşkanının Celal Bayar olduğu görülebiliyor. 1960 Anayasası cumhurbaşkanlığını tarafsızlaştırdı. Bunun meydana getirdiği ihtilafları biliyoruz.
Hatta bu yüzden Türkiye'nin güç odakları seçimden ümitlerini kestikleri için cumhurbaşkanlığı makamını belirleme hususunda ciddi gayretler sarfettiler. Turgut Özal, cumhurbaşkanı olduktan sonra partisi ile ilişkisini sürdürmek istedi.
Bu hususta başarılı olamadığını biliyoruz. Özal'ın, başkanlık sistemi için yeterli desteği bulamadığı için Cumhurbaşkanlığından istifa edip aktif siyasete girmek arzusunda olduğu sır değildi.
Şimdi cumhurbaşkanı-başbakan çatışmasını en sert şekilde yaşamış olan Tayyip Erdoğan'ın, ilk cumhuriyet modeline dönerek partili cumhurbaşkanı olmak istemesi nasıl yorumlanmalı? Böyle bir yola girilmesi halinde, seçim olduğunda sadece hükümet değil, devlet başkanlığı de el değiştirecektir. Bu 1950'lere dönüştür. Seçimsiz, Meclis'te oybirliği ile karar alınan tek partili döneme dönüş değildir. Meselenin objektif görünümü budur. “Peki, sizin görüşünüz nedir” denilirse, şunu söyleyebiliriz: Bu da bir yönetim/yönetme tarzıdır! Demokrat Parti uygulaması Türkiye'yi 10 yıl istikrar içinde geliştirmiştir. Peki darbe ile sonuçlanmasa ne olurdu? 1960'lara yaklaşırken, muhalefet güçleniyor ve normal şartlarda yapılacak seçimde iktidarın el değiştirmesi ihtimali yükseliyordu.
Yarın: Partili cumhurbaşkanlığı mı, başkanlık mı?
Türkçe unutuldu!
Ahmet Davutoğlu veda konuşmasında “ma'şerî vicdan” diyor, bizim Türkçesi kıt medya “mahşerî vicdan”a dönüştürüyor. Bunlara kelimenin gâvurcasını söylesek hemen anlarlar:
“Kolektif” vicdan! Dünya İnsanî Zirvesi mi? İnsanî Dünya Zirvesi mi? Dünya İnsanî Zirvesi Türkçe kelimeler kullanılmış İngilizce bir ibaredir. Bunun Türkçesi İnsanî Dünya Zirvesi'dir.
Türkçe'de sıfat önce gelir. “İnsanî Dünya” ne imkânsız hayal