MESLEĞIN AHLAĞI
Önce meslek nedir sorusunu cevaplayalım. Meslek, süluk kökünden gelir. Süluk; bir yol tutma, bir yola girme, bir tutum alma ve bir tarikata girmek demektir. Meslek ise bir kimsenin kendine temel çalışma alanı edindiği, geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iş demektir. Meslek edinmek için uzun uğraş, beceri gerekir. Çıraklıktan başlayıp kalfalık ve ustalık sürecine doğru ilerler.
millivicdan.org - Şimdi de geçim kelimesinin anlamına bakalım.
Geçim; yaşamak, yiyip içmek için gereken her şeyi sağlar durumda olmak ya da sağlamak.
Hayata geliş amacımız ise bu dünyadan Allah'ın rızasını kazanarak göç etmek ve ahiret yurdunu kazanmaktır.
Bunun için helâl dairesinden çıkmamak, kul hakkı yememek, sünnetullaha uygun bir yaşam sürmek, iyilerden ve Salihlerden olmak gerekir.
Bu yüzden; nikâh (evlilik), evin inşası ve helal geçim için adil pazar ve meslek yoluyla geçim şartlarını sağlamak gerekir.
Tüm bunlar için Halifelik kavramının gereğini yapmak ve bu doğrultuda vahyi bilgiye iman ile onun uygulayıcıları peygamberlere ait kadîm bilgi ile örfi tavrı hayatımızın vazgeçilmezleri arasında ana şiar edinmemiz gerekir.
Dolayısıyla şeytani tavrın ürettiği ne kadar kavram, yaşam modeli veya teknolojik gereklilik varsa çok iyi irdelemeli, reddiyemizi çok sağlam temellere oturtmalı, İmanın ve İslam'ın gerektirdiği şartlar karşısında şeytani kavram ve gerekliliklere “ama”lı, “fakat”lı, “maalesef”li, cevaplar üreterek hem dünyamızı hem ahiretimizi mahvetmemeliyiz.
Yeryüzüne Halife olarak gönderdiği kullarına en yaraşır doğal yaşam şartlarını sunan yüce Allah'ın kullarının bu dünyada aciz ve zelil bir şekilde yaşamaması için onları en güzel bilgi ve kavramlarla donatmıştır.
Atamız Âdem (AS)'ın yeryüzüne indikten sonra ortaya koyduğu temel tavırlar kendisinden sonra gelen tüm peygamberler tarafından sürekli uygulanmış ve insanlar tarafından bozulan düzen revize ve rehabilite edilerek insanların yaşamları amaca uygun bir şekle döndürülmüştür.
Master örnek, şablon tavır, arketip duruş sürekli ortaya konmuştur.
Bu açıdan tüm peygamberler dönemlerine ve gönderildikleri toplumun özelliklerine göre belli bir tavrı veya duruşu öne çıkarmışlar, içinde bulundukları toplumun gerçekliğine uygun bir meslek ile iştigal olmuşlar, geçimlerini bu şekilde sağlamış ve örnekliklerini göstermişlerdir.
Marangozluk, terzilik, çobanlık, demircilik, mimarlık ve daha birçok mesleği icra etmişlerdir.
Bu ve benzeri meslekler insanlık tarihi kadar eski ve insanlığın devamı için de kalıcıdır.
Kalıcı olmak zorundadır.
Her şeyden önce bu meslekler vahyi bilginin ve peygamberi tavrın temel duruşunu ifade eder.
Bu meslekler örfi bir aktarışla hayatlarını devam ettirir.
Nuh tufanı dâhil birçok badire atlatmışlardır.
İnsanlık tarihi boyunca binlerce savaş, göç, hastalık, afet gerçekleşmiştir.
Bunların hiçbiri insanlığın sonunu getirmemiş olup yaşam için gerekli bilgi ve tecrübe, meslekler ve onları icra eden ustalar tarafından aktarılmıştır.
Meslek yapmak için adından da anlaşılacağı üzere yolunda bulunmak ve ısrar etmek birinci şarttır.
Geleneği yani ustadan aktarılan meslek bilgisini devam ettirmek çok önemlidir.
Meslek ahlakını yaşatmak üçüncü şarttır.
İstisna akdi, bir başka deyişle, eser sözleşmesi şartlarını daima yerine getirmek gerekir.
Mesleği sürdürmek için gerekli olan şeyler; gelenek, itibar ve disiplindir.
Başkaca bir şeye gerek yoktur.
Hatta günümüzde mesleğini iyi yapmak ve geleneksel tavrı sürdürmek toplum tarafından hoş karşılanan ve talep edilen bir durumdur.
Farkındaysanız en başından itibaren hiç paradan veya sermayeden bahsetmiyorum.
Çünkü geleneksel mesleği yapmak için paraya ihtiyaç yoktur.
Lazım olan tek şey mesleki bilgidir.
Diğerleri sonradan gelir.
Tüm bu yazdıklarım günümüzün modern şartlarının getirdiği tüm olumsuzluklar dikkate alınarak yazılmıştır. Bundan müsterih olunuz.
Önemli olan meslek sahiplerinin tüm şartları yerine getirmesi ve insanların meslek sahiplerinin yaptıkları iş karşılığında talep ettikleri ücreti hakkıyla ödemeleri ve adil pazar şartını yerine getirmeleridir.
Karşılıklı rıza varsa bereket vardır.
O zaman geçim de olur hayat da devam eder.
Düşünün, Nuh tufanını atlatmış insanlık kıyamete kadar olacak tüm buhranlardan bu şekilde kurtulabilir.