HRİSTİYANLIK; MEZHEPLER VE DİNİ LİDERLERİ
Hristiyan mezhepleri, 3 ana kola ayrılmaktadır. Bunlar; Katoliklik, Ortodoksluk ve Protestanlık olarak bilinirler.
millivicdan.org - Peygamberi Hz. İsa'dır. (M. 0-33)
O zamanlarda dünyada egemen olan politik güç Roma imparatorluğu idi. İlk 3 yüzyıl boyunca Hristiyanlar çeşitli baskılara maruz kalmışlardı. Ama, 312'de Hristiyanlığı kabul eden Roma imparatoru Konstantin'le birlikte tam bir özgürlük sağlanmış ve baskılar durmuş oldu.
395'de ise Roma imparatorluğu, Doğuda Konstantinopol (İstanbul) ve Batıda Roma şehirleri başkent olmak üzere ikiye ayrıldı.
Roma devletinin desteğiyle günden güne güçlenen Roma kilisesinin başpiskoposu, kendisinin elçi Petrus'un halefi olduğunu ve kilisenin tek evrensel şefi ve papası (babası) olduğunu bildirerek, Konstantinopol Patriğinin kendi otoritesini kabul etmesi gerektiğini ileri sürünce, Doğu kiliseleri buna karşı çıktılar ve birbirlerini karşılıklı aforoz ettiler. Bu şekilde 1054'te, Batıda Roma Katolik ve Doğuda Ortodoks kilisesi tamamen ayrılmış oldu.
Bir diğer adı Roma Katolik Kilisesi olan Katolik Mezhebi, Hristiyan dünyasının en büyük ve en köklü mezhebidir. Katolik kelimesi “evrensel” demektir.
Ortodoks kelimesi ”˜doğru' anlamına gelip, doğru inanca veya görüşe sahip olan demektir.
Protestanlık, hem Katoliklik hemde Ortodoksluk'tan bazı noktalarda ayrılmakta olup, protest bir mezheptir. Protestanlığa “İncil kilisesi” de denilmiştir.
HAVARİ: Hz. İsa'nın yardımcıları. Bu kişilerin kassâr (çamaşırcı) veya avcı oldukları söylenir. Bazı bilginlere göre bunlara Havâri denmesinin sebebi; onların, insanların ruhlarını din ve ilim öğreterek arındırmalarından dolayıdır. Avcı olmaları ise, insanların ruhlarını kararsızlıktan kurtararak Hakk'a döndürmelerindendir. Nitekim beyaz giydikleri için bu ismi aldıkları da söylenir.
PAPA: Roma Katolik Kilisesinin Başpiskoposu, Katolik Hıristiyanların dini lideri.
PATRİK: Ortodoks Kiliseleri, Süryani Kilisesi ve diğer Doğu Kiliseleri'nde, kilisenin başında bulunan en yüksek rütbeli piskopos. Yunanca'sı ΠατÏιάÏχης (Patriarchis) olan patrik kelimesi, Ï€Î¬Ï„ÎµÏ pater (Peder) ve άÏχων archon (lider) kelimelerinden türemiştir.
KARDİNAL: Hristiyan Katolik Kilisesi'nin ruhban sınıfının Papa'dan sonra en yüksek mevkiye sahip olan din adamıdır. Kardinal olacak din adamları mevcut Papa tarafından aday gösterilirler. Bunlar da bir sonraki Papa'yı kendi aralarından seçerler.
PİSKOPOS: Bazı Hristiyan kiliselerinde, birkaç cemaatten oluşan bir bölgenin başpapazı olan, fetva verme yetkisini haiz üst kademeden din adamı.
PAPAZ: Rum dini reisi; râhip, keşiş. Aslı Yunanca "pappas" olmakla beraber dilimizde "papaz" şeklinde kullanılışı daha yaygındır. Papaz "baba" anlamına gelir. Katolik Mezhebi'nde papazların başlıca görevleri, vaftiz, tövbe, çile, günah çıkartma, ahilere yağ sürme, evlenme vb. takdis törenlerini yönetmektir.
RAHİP: Hıristiyanlarda genellikle manastırda yaşayan din adamı. Karabaş, keşiş rahip için kullanılır.
RAHİBE: Hristiyanlıkta, bir tarikata ya da manastır topluluğuna bağlı kadın.
DİYAKOZ: Katolik, Anglikan ve Ortodoks kiliselerindeki 3 yüksek ruhban derecesinin ilk basamağı olan diyakozluk rütbesini haiz kişidir. Diğer 2 rütbe ise sırasıyla papazlık (vaizlik) ve piskoposluktur.
VAİZLİK: Bir vaiz, Pazar günü ve bazı hafta arası akşamları kilise topluluğunda veya ev toplantılarında Tanrı Sözü'nden okur, teşvik eder ve öğreti verir. Ancak bir vaiz kilise topluluğunun sorumluluğunu bir pastör gibi omuzlarında taşımaz.
PASTÖRLÜK: Bir kilise topluluğunda yalnızca pazar günleri vaaz vererek değil, birçok organize, dua, Kutsal Kitap eğitimi, vaftiz eğitimi ve diğer etkinliklerle kilise topluluğunun büyümesinde ve gelişmesinde önder olarak hizmet eden sorumlu kişidir.
HRİSTİYAN MEZHEPLERİ
Hristiyan mezhepleri, 3 ana kola ayrılmaktadır. Bunlar; Katoliklik, Ortodoksluk ve Protestanlık olarak bilinirler.
KATOLİKLİK
Teslis, üçleme demektir. Bir üç, üç birdir, üçün her biri uknumdur. Uknum, teslis inancını meydana getiren üç unsurdan her biridir. Yani, Baba-Oğul-Kutsal Ruh.
Roma'nın idam biçimi olan ve İsa'nın insanlık adına kendini kurban ettiğine inanıldığı haç, kurtuluş simgesidir.
Katolik kilisesinin kuruluşu, iddialarına göre, bizzat İsa Mesih ve resulleri (özellikle Petrus; ve Pavlus) tarafından olmuştur; bu mezhebi, havarilerin ilki olan Petrus kurmuştur. O aynı zamanda Hz. İsa'nın vekilidir. Petrus'tan sonra gelen papalar da Havari Petrus'un halefidirler. Böylece Papa ruhanî reis sıfatıyla Hz. İsa'nın yeryüzündeki temsilcisidir. Papa, bütün piskoposların reisidir.
Roma Kilisesi, Batı Roma'nın yıkılmasının ardından, beliren otorite boşluğunun avantajından da faydalanarak, bölgede önemli bir unsur haline gelmiştir.
8. yüzyılda, toprak sahibi olmasıyla dünyevî bir hakimiyet alanına kavuşmuş ve Ortaçağ boyunca bir devlet-kilise olarak Avrupa siyasetinde önemli bir rol oynamıştır.
Doğu (Bizans/Ortodoks) ve Batı (Roma/Katolik) kiliselerinin ayrılması, Yunanca ve Latince'deki (schisma) kelimesiyle ifade edilir.
Ortaçağ boyunca birbirinin amansız rakibi olan ve çekişen İstanbul'daki Doğu Roma-Bizans Patrikliği ve (Batı) Roma'daki Papalık, defalarca birbirlerini karşılıklı aforoz ettiler ve en son olarak 1054 yılında kesin olarak ayrıldılar.
Engizisyon, 13 yüzyılda ateşli ayaklanmaların önüne geçmek için kurulmuştur.
Bu yüzyılda Bizans-Ortodoks Kilisesi, Rus-Ortodoks Kilisesini doğurmuştur. 16. yüzyılda ise Kuzey-Batı Avrupa'daki Germen ve Anglosakson (İngiliz/İskandinav) bölgeleri Katolik Kilisesi'nden ayrılıp, Protestan/Kuzey Avrupa Kilisesini oluşturdular.
1870 yılında toplanan Vatikan Ruhani Meclisi Papa'nın yanılmazlığını ilân etmiştir. Katolik Mezhebi'nde ruhban sınıfı aşağıdan yukarıya rahip, piskopos, kardinal ve papa şeklinde hiyerarşik bir yapıya sahiptir.
Papalık bir devlet olarak 1890 yılına kadar varlığını sürdürdü. O tarihte Savoya Hanedanının İtalya'yı tek bir bayrak altında toplaması sonucu işlevini kaybetti.
1929 yılında Papalık İtalya'yla Lateran Antlaşmasını imzalayarak Vatikan Devleti'ni kurdu.
Rönesans, Protestan Reformu ve Aydınlanma dönemlerinde çeşitli badireler atlatan bu kurum, günümüzde hem bir devlettir ve hem de 1 milyarı aşkın katoliğin dinî merkezidir.
Vatikan tarafından yayınlanan Annuario Pontificio ("Papalık yıllıkları"), genellikle en yetkin liste olarak dikkate alınır. Bu listeye göre şimdiki son papa olan I. Franciscus, 266. Papadır.
Temelde aynı inançları paylaşmakla beraber, ayrıntılara ait konularda Katolik Mezhebi'nden ayrılarak ortaya çıkan bazı küçük mezhepler de vardır:
1- Keldani Mezhebi, 2- Ermeni Mezhebi, 3- Süryani Mezhebi, 4-Maruni Mezhebi, 5- Kıpti Mezhebi.
* Katolik Mezhebi'nin başlıca özellikleri şunlardır:
1- Papa dinî başkandır, Hz. İsa'nın vekili, Havari Petrus'un halefidir.
2- Papa yanılmaz bir otoritedir. Roma diğer kiliselerin hepsinden üstündür.
3- Ruhu'l-Kuds tarafından idare edilen Roma Kilisesi evrenseldir.
4- Ruhu'l-Kuds, Baba ve Oğul'dan çıkmıştır.
5- Hz. İsa hem ilâhî, hem insanî tabiata sahiptir.
6- Hz. İsa da, Hz. Meryem de günahsızdır, aslî suçtan uzaktır. Meryem, Tanrı yanında şefaatte bulunabilir. O, göğe yükselmiştir.
7-Azizler de Tanrı katında sözcü olur, şefaatte bulunabilir.
8- İnsan aslî günah içindedir. Buna karşılık kötülüğe meyletmek günah değildir, günaha sevkeder. Günah çıkarma çok önemlidir. Bunun, günah çıkarma hücresinde papaza itiraf şeklinde olması gerekir.
9- Sakramentler (Tanrı'nın da yer aldığı kutsal ayinler) 7 tanedir.
10- Ruhban zümresi evlenemez. Onların dışındaki evlenenler de boşanamaz. Boşandıktan sonra evlenmek zina sayılır. Katolik kilisesine bağlı olan kişilerin diğer mezhepte ve diğer bir dinde yer alan kişi ile evlenmesinde herhangi bir sakınca yoktur.
11- Yirmi Konsil'in aldığı kararlar kabul edilir.
12- Cuma günü et ve yağlı yiyecek yemek yasaktır.
13- Son hüküm gününü, cenneti, cehennemi ve Araf'ı kabul ederler.
14- Geleneklere bağlı kalmak lâzımdır.
15- Ayin dili Latince'dir. (1965'deki II. Vatikan Konsili'nde değişik dillerde de ayin yapılmasına izin verilmiştir.)
16- Yapılan ayin sonrasında halka ekmek parçası verilir. Şarap, sadece dini görevliler tarafından içilir.
ORTODOKSLUK
Yunanca'da Ortodoks " Doğru görüş, inanç ve doğru itiraf" anlamına gelir.
Dinler tarihçilerinin genellikle savunduklarına göre Ortodoks Mezhebi'nin doğması, İznik (325) ve O'nu takip eden 6 Konsil'de alınan bazı kararlar sonucunda olmuştur.
Ortodoks Kilisesi'nin Katolik Kilisesi'nden 1054 yılında kesin olarak ayrılmasında dinî ve siyasî birtakım sebeplerin büyük rolü olmuştur.
* Ortodoks Mezhebi'ni diğer Hristiyan mezheplerinden ayıran başlıca özellik şunlardır:
1- Patrik ruhanî başkandır.
2- Katoliklere göre papa yanılmaz; ilâhî kudrete sahiptir. Ortodokslara göre ise O, ruhani bir liderdir; ilâhî bir gücü yoktur. Papa da bir insandır, yanılabilir. O, Hz. İsa'nın vekili değildir.
3- Katoliklere göre Ruhu'l-Kuds Baba ile Oğul'dan, Ortodokslara göre ise Allah'ın göndermesinden meydana gelmiştir.
4- İlk 7 konsilde alının kararları kabul etmek lâzımdır.
5- Meryem, İsa ve Aziz ikonlarına saygı gösterilir.
6- Her ülke ibadetini kendi diliyle yapmakta serbesttir.
7- Günahkârlar, işledikleri günah ölçüsünde Araf'ta bekletilirler.
8- Keşişler, piskoposlar ve patrikler evlenemez; papazlar evlenebilir. Boşanma ancak bazı şartlarla mümkündür.
9- Vaftizden hemen sonra Konfirmasyon yapılmalıdır.
10- Evharistiya ayininde ekmeğe maya, şaraba su katarlar.
11- Haç sağdan sola çıkarılır ve Haç'ın kolları birbirine eşittir.
12- Katolikler İsa'nın doğuşunu 25 Aralık'ta kutlarken, Ortodoksluk sistemi altında olan Ermeniler 6 Ocak'ı kutlarlar.
* Ortodoksların dini lideri olan Patriğin yetkileri sadece kendi patriklik bölgesiyle sınırlıdır. Papa'nın tersine kendi patriklik bölgesi dışında ve bağımsız kiliseler üzerinde karar yetkisi yoktur. Bu bakımdan her ülkenin Ortodoks kilisesi kendi Sinod'unu seçer ve kendi başpiskoposunca idare edilir. Ortodoksluk bu yönüyle Katoliklik'ten farklıdır.
Ortodoks dünyasının 4 büyük patrikliği (İstanbul, İskenderiye, Antakya ve Kudüs) vardır. Diğer, bölgelerdeki millî kiliseler idari yapı itibariyle bu 4 patrikliğe bağlıdır.
Kuruluş dönemlerinde bütün Doğu Ortodoks Kiliseleri, İstanbul Ortodoks Kilisesi'nin idare ve kontrolü altında iken, daha sonraları parçalanmalar olmuş ve şu kiliseler doğmuştur:
1- Süryani Ortodoks Kilisesi, 2- Rum Ortodoks Kilisesi, 3- Ermeni Ortodoks Kilisesi, 4- Rus Ortodoks Kilisesi.
Dünya üzerinde Patrik Ünvanını taşıyan 21 başpiskopos bulunmaktadır.
Uniat kiliselerin (kendi ayin düzenlerini korumakla beraber papaya bağlı olan) 9 kilise'nin başı da Patrik unvanını kullanır.
Nasturi olarak da bilinen ve bir kısmı katolikliği benimseyip Keldani adını alan Hristiyanların eski inançlarını koruyan grubuna Asuri adı verilir ve bu kilisenin başı da Patrik unvanını taşır.
İskenderiye ve Roma patrikleri kendileri için Papa unvanını da kullanır.
İSTANBUL RUM ORTODOKS PATRİKLİĞİ
İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi günümüzde Konstantinopolis Ekümenik Patriği I. Bartholomeos tarafından yönetilmektedir.
Doğu Roma İmparatorluğu'nun başkentinde bulunması ve bugünkü Ortodoks kiliselerinin çoğunun ana kilisesi olması nedeniyle Ortodokslukta özel bir yeri vardır. Ekümenik Patrik diğer Doğu Ortodoks episkoposları arasında "Primus inter pares" (eşitlerin birincisi) unvanını taşır ve Papa'nın aksine tamamıyla özerk olan otosefal kiliselere müdahale etmez. Buna rağmen dünyadaki yaklaşık 300 milyon Ortodoks Hristiyan'ın temsilcisi ve dini lideri olarak görülür.
İstanbul'un fethinden sonra, gayrimüslim olan toplumların yaşayışına dair düzenlemeler, Fatih Sultan Mehmet'in çıkardığı fermana bağlanmış, böylece Fener Rum Patrikhanesi de denilen Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin yasal statüsü süreklilik kazanmıştır.
Patrikhane, 1602'de Fener'de bulunan Ayios Yeoryios Manastırı'na yerleşmiştir. Bu tarihten sonra da faaliyetini burada sürdürmektedir.
II. Mehmed'in çıkardığı fermanla statüsü saptanan Rum Ortodoks patrikleri bir vezir statüsünde kabul edilir, kendisine divanda yer verilirdi. Maiyetindeki diğer yöneticiler ile birlikte her türlü hizmet ve vergiden muaftı. Rum cemaatine dair konuların görüşüldüğü meclise başkanlık eden patrik, hukuki ve cezai işlerde tam yetkili idi. Böylece patrik, Rum Ortodoks toplumunun tartışmasız lideri olarak, Bizans dönemindeki haklarından daha fazlasına kavuşmuştu.
Rum Ortodoks kiliseleri üzerinde simgesel bir otoritesi olan İstanbul Patriği, 6. yy'dan beri "Ekümenik Patrik" sıfatıyla dünyadaki tüm Ortodoksların ruhani lideri kabul edilir. Ancak, Lozan Antlaşması'yla hukuki ve siyasi bu konumu kaldırılmış olup, Ekümenik Patrik unvanı Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunmaları şartı da getirilmiştir.
Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin etkinlik alanı, sadece dinî konularla ve İstanbul'daki Rum cemaati ile sınırlandırılmıştır.
İSTANBUL ERMENİ PATRİKLİĞİ
İstanbullu Ermeniler ibadetlerini Bizans Kilisesi bünyesinde yapmak zorunda kalmışlardı. Sultan II. Mehmet'in 1453'te İstanbul'u fethiyle birlikte, İstanbul Ermeni cemaatinin tarihinde yeni bir dini özgürlük dönemi başladı. Ermeniler artık ibadetlerini kendi kiliselerinde ve kendi ritüelleri uyarınca özgürce yapabilmekteydiler.
Fethin ardından Sultan II. Mehmet, Bursa Ermenileri Episkoposu Hovagim'i 1461'de İstanbul'a davet ederek onu Ermeni Patriği ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Ortodoks mezhebine bağlı Hristiyan tebasının ruhani lideri olarak tanıdı; ve kendisini Rum Patriği'nin hak ve yetkilerine eşdeğer kıldı.
Patriklik makamı ilk olarak Samatya'da bir Bizans Manastırı'nda kuruldu. 1641'de Patrik Tavit I., makamı Kumkapı'ya nakletti. Patriklik o tarihten bu yana Kumkapı'da aynı yerde, Türkiye Ermenileri'nin ruhani merkezi olarak görev yapmaktadır. Bugün Türkiye ve Girit Adası'ndaki cemaatlerin ruhani merkezidir.
20 Kasım 1998'de bu göreve seçilen Patrik II. Mesrob Mutafyan, Türkiye Ermenileri Patriklik Makamı'nın 84. patriğidir.
SÜRYANİ PATRİKLİĞİ
Süryaniler, 37 yılında seçtikleri Hristiyanlıkla birlikte kilise etrafında kurumsal bir kimlik kazanmışlardır.
Kristolojik tartışmaların temelini, İsa (Oğul) ve Tanrı (Baba) ilişkisi üzerine oturan fikir ayrılıkları belirlemiştir. Daha sonraları doğu ile batıyı, imparatorlukları ve kiliseleri birbirinden ayıracak olan bu teolojik tartışmalardan en çok Süryaniler etkilenmiştir. Bu dönem içerisinde Süryaniler, tarihçiler tarafından coğrafik olarak Batı ve Doğu Süryanileri olarak isimlendirilmişlerdir. Batı Süryanileri Anadolu ve Suriye'de yaşayanları; Doğu Süryanileri ise İran, Irak ve Hindistan coğrafyasında yaşayanları tanımlamak için kullanılıyordu. Batı Süryanileri ile Doğu Süryanilerinin birbirinden ayrılmasında, 451 yılında toplanan Kalkedon (Kadıköy) Konsili'nin önemli bir rolü vardır. Süryani kilisesi, Kalkedon iman ilkelerini kabul etmeyerek İstanbul Kilisesi'yle ilişkilerini kesmiştir.
Mor Nastur”˜un görüşlerini benimseyen Süryaniler, tarihte "NASTURİLER" ismiyle anılmaya başlandı. 19. Yüzyılda Nasturi Kilisesi ismini Doğu Asuri Kilisesi olarak değiştirmiştir.
Batı Süryanileri olarak adlandırılan Antakya Süryani Kilisesi'ni yok olma noktasından Yakup Burdono isimli genç bir Süryani rahip kurtarmıştır. 578 yılında ölen Burdono, Urhoy'da (URFA) 543'de ayrı bir kilise örgütlenmesine gitmiştir. Bu grup günümüzdeki SÜRYANİ ORTODOKSLAR'dır.
Süryaniler arasında ayrıca MALKOYE MELKİT (Melkitler), MARUNİLER, KELDANİLER, SÜRYANİ KATOLİKLER ve SÜRYANİ PROTESTANLAR gibi tarih boyunca farklı mezhep bölünmeleri yaşanmıştır.
PROTESTANLIK
Almanca'da "protestieren" kelimesinden alınmış olan Protestan "itiraz, protesto, başkaldıran" anlamlarına gelir. Protestan mezhebinin doğuşu, XVI. yüzyılda Martin Luther (1489-1546)'in
Roma Katolik Kilisesi'ne karşı;
1- Günahları bağışlamak,
2- Günahların bağışlanmasını malî bir kaynak haline getirmek,
3- İncil yorumunu kendi tekeline almak,
4- Ayin dilinin mutlaka Latince olması vb. hususlara itirazları ile başlamıştır.
Protestanlık, 16. yüzyılda Martin Luther ve Jean Calvin'in öncülüğünde Katolik Kilisesine ve Papa'nın otoritesine karşı girişilen Reform hareketinin sonucunda doğmuştur.
Protestanlar akla büyük yer vererek yerleşmiş kaideleri protesto ettikleri için bu adı almışlardır. Papazlara ihtiyaç duymaksızın tek kaynak kabul ettikleri İncil'i okuduklarından Protestanlığa “İncil Kilisesi” de denir.
Protestanlığa göre Allah'a ulaşabilmek için hiçbir kilise görevlisinin aracılığına ihtiyaç yoktur. Günahkâr bir kişi ancak Tanrı'nın karşılıksız inâyetiyle kurtuluşa erebilir.
Katolik ve Ortodoks kiliselerinin Kutsal Kitap konusundaki önemli bir yanılgısı da, 1546'da, Protestanlara bir tepki olarak bazı sapık inançlarına destek buldukları Apokrifler olarak adlanan 14 kitapçığın Kutsal Kitap'a eklenilmesidir. Kutsal Kitap'la eşdeğerde tutulup, Tanrı'nın sözü olarak kabul edilen geleneklerin ve bu apokriflerin Kutsal Kitap'a ve kiliseye sokulması İsa Mesih'in öğretilerine aykırıdır. Papalık yetkisi günümüze dek kesintisiz olarak süregeldi iddiası da, tarihsel gerçeklere zıttır. Çünkü bazı dönemlerde aynı anda 2 papanın hüküm sürdüğü, bazen de kilisenin papasız kaldığı görülmüştür.
Protestanlık 3 ana kola ayrılmıştır: Lutheryanizm, Kalvinizm ve Anglikanizm.
Lutheryanizm, Protestanlığın ilk şeklidir ve Martin Luther'in fikir ve ideallerini benimseyen özel Hristiyan görüşünü temsil eder. Alman, İskandinav ve Baltık ülkeleri bu mezhebe bağlıdır.
Kalvinizmin bir diğer adı Reforme Hristiyanlık'tır. İskoçlar, İsviçrelilerden bazıları ve Hollandalılar bu mezhebe bağlıdır.
Anglikanizm, bazılarınca bir Protestan mezhebi olarak sayılmamakta ve bağımsız bir Batı Kilisesi olarak tanımlanmaktadır. İngilizlerin büyük bir ekseriyeti Anglikan'dır. VIII. Henry devrinden beri İngiltere'nin Resmi Kilisesi'dir. Anglikanizm'i Kitab-ı Mukaddes'e bağlı, kısmen reforme edilmiş bir Katolik Mezhebi olarak görmek daha uygundur. Papa'nın otoritesini reddeden Anglikan Kilisesi, XVI. yüzyıldan beri ibadette Latince yerine İngilizce'yi kullanır. İngiltere'de mezhebin başı hükümdardır. Yetkisini 2 başpiskopos vasıtasıyla kullanır.
Protestanlık bu 3 ana kolun dışında ikinci derecede diyebileceğimiz Pentakostalizm, Baptistler, Metodizm ve Adventizm gibi 10 küçük gruba daha ayrılmıştır.
Dinler tarihi terminolojisinde Radikal Protestanlık terimi ile daha çok genel Protestanlık'tan yavaş yavaş kopan ve ondan bağımsız olarak teşekkül eden Hristiyan grupları ve dinî ekoller kastedilmektedir. Radikal Protestanlığı iki grupta incelemek mümkündür:
1- Evangelik, 2- Hümanist
Evangelistler daha çok Batı Almanya'da bulunmaktadır.
Radikal Protestanlığın en önde gelen temcilcileri Babtistler, Kongregasyonistler, Metodistler ve Kuveykırlar'dır.
Dini coğrafya açısından Protestanlığın kıtalar arası dağılımdaki yeri Katoliklik'ten hemen sonradır. Dünyada en fazla Protestan Kuzey Amerika'da bulunmakta; ikinci sırada Avrupa ülkeleri gelmektedir. Protestanlık Kuzey Amerika ile Okyanusya'da en büyük din durumundadır. Toplamda tüm dünya çapında 600 milyon civarında Protestan yaşamaktadır.
*Protestan Mezhebi'nin özellikleri şunlardır:
1- Protestanlar, Aziz Pavlus'un öğretisine sadık kalarak dinin emir ve yasaklarına harfiyyen uymayı Hristiyanlığın temel unsurlarından biri sayıp, Katolik inanç sisteminin çoğunluğunu korusalar da Papa'yı yok sayarlar. “Papa da bir insandır, yanılabilir” derler.
2- Katolik ve Ortodokslar gibi ruhanî başkanları yoktur.
3- Diğer 2 büyük hristiyan mezhebinin kabul ettiği teslise inanırlar.
4- Sakramentlerden yalnız Vaftiz ve Evharistiya'ya inanırlar.
5- Protestanlıkta Azizlere ve Meryem Ana'ya dua edilmez ve dilekte bulunulmaz.
6- Hz. Meryem sıradan bir insandır; ilâhî bir niteliği yoktur.
7- Haç çıkarma geleneklerine inanmazlar.
8- İbadet ve ayinleri herkes kendi diliyle yapabilir. Katoliklerle Ortodokslar ise İncili Yunanca ve Latince okumak zorundadırlar.
9- A'râf ve ebedî ceza yoktur.
10- Günah çıkartma işlemi mantıksız bir uygulamadır. Hiç kimse Allah adına günah bağışlayamaz. Kişinin kurtuluşu ve mutluluğu ancak Allah'ın karşılıksız lütuf ve inayetiyle mümkündür.
11- Halkın kilisenin idaresinde yer alma hakkı bulunmaktadır.
12- Kutsal kitabı yorumlamaya herkes yetkilidir.
13- Bazı Protestan mezheplerinde kadınların da rahip olabilme hakları vardır.
14- Katoliklerin aksine Protestan rahipleri evlenebilir.
15- Diğer mezheplerde yer alan kişiler ile evlenmelerinde herhangi bir sıkıntı yoktur.
16- Ayin sonrasında mezhebe mensup olan kişilere verilen ekmek içerisinde şarap da yer almaktadır.
17- Kiliselerde resim ve heykel lüzumsuzdur.
Özellikle John Calvin'in öncülük ettiği Kalvinizm koluna bağlı olan Reform kiliseleri ve Presbiteryen mezhepleri Eski Ahit'te On Emir'de yer alan “Kendin için oyma put; yukarda göklerde olanın ya da aşağıda yerde olanın ya da yerin altında sularda olanın suretini hiç yapmayacaksın, onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin” yasasına uyma gerekçesiyle kiliselerinde resim, heykel ve tasvir bulundurmazlar. Lutherci kiliseler ise bu açıdan Katolik mirasa bağlı kalmış ve kilise binalarındaki süsleme ve dekoru bir ölçüde muhafaza etmişlerdir.