GÖREV TEVDİ ETMEDE; EHLİ GÖNÜL MÜ..? EHLİNE GÖREV Mİ..?
Yüksek temsil kabiliyetine malik tek parti iktidarı olmak demek ki istikrar için yetmiyor. Koalisyon şartlarındaki oynak manivela güçlü iktidarlara yakışmıyor. Bu kadar normalleşme ab-normal kaçıyor. Hani bürokrasimiz ad-hocrasy yedeklemesine malik olsa neyse”¦
millivicdan.org - Normalleşme döneminin dış boyutlarının İsrail'den Rusya'ya oradan İran'a ve Suriye'ye uzandığını bilmeyen kalmadı.
Madem dış politikada öteden beri ileri sürdüğümüz revizyon ihtiyacı bu şekilde değişim geçirecekti.
Neden içerde de bir normalleşme tesis edilmesin ki?
Dışarıda PYD'yi dost ve müttefik güç olarak kabul etmemiz için baskı yapanların yanında Esad, İsrail ve Rusya ile anlaşarak 180 derece müteharrik bir mantar imkân ve kabiliyetine mazhar olabilmeyi de hüner addedenler yeni bir açılım çizgisinde buluştular.
Bu buluşma onlara pek normal geliyor. Ama bu gün be gün müteharrik olma halinin siyasi alt yapısı yok. Hani koalisyon olsaydı, derdiniz ki koalisyon şartları bir ileri bir geri”¦
Yüksek temsil kabiliyetine malik tek parti iktidarı olmak demek ki istikrar için yetmiyor. Koalisyon şartlarındaki oynak manivela güçlü iktidarlara yakışmıyor. Bu kadar normalleşme ab-normal kaçıyor. Hani bürokrasimiz ad-hocrasy yedeklemesine malik olsa neyse”¦
Şimdi içerde normalleşme için adım atan gönüllüler var. Bunların başında da Ahmet Taşgetiren ile Hüseyin Gülerce geliyor. Son zamanlardaki yazıları cemaat ile iktidar arasında normalleşme adımları atılması gerektiği kanaati taşıyor gibi”¦
Hele Gülerce'nin yazıları, tam bu minvalde yazılar. Ama araya gerçek gönül adamlarının girmesi gerektiğini söylüyor. Yakında bu gönül adamlarının fikir teatisine başladıklarını görürseniz şaşırmayın.
RUBAİ:
Yar Eli Tepemizden inmez bir türlü zâlim E
ğer bir dost olsun sorarsa hâlim
Deyin ki yâr eli var yarasında
O yüzden gözümde bir: dostla zâlim Ali Bayramoğlu'na Bir Ödül Verin Bu yılın sonunda Türkiye Yazarlar Birliği olarak yine toplanacağız ve hemen her dalda ödüller için çalışmalar yapacağız.,
Kırk yıldır yapıldığı gibi”¦
Zaman zaman yeni ödüller ihdas ediliyor. Bazıları kalıcı da oluyor. Yılın fıkra yazarı bunlardan biri. Bu yıl fıkra yazarlığı ödülü için normal olanı seçeceğiz elbette. Her yıl yaptığımız gibi bir köşe yazarına ödül vereceğiz, kalemini farklı açılardan değerlendireceğiz. Bence bir ödül daha vermeliyiz. Bu normal fıkra yazarı ödülünden ayrı olarak.
Yandaş, yanaşma ve aynı yazıda muhalif olabilmeyi başarabilme sanatına tek kelime ile ne diyebiliriz?
Sizce bu ödülün adı ne olsun?
Bu yıl adı konsa da konmasa da benim önereceğim isim Ali Bayramoğlu olacak. Hala bekliyorum Yeni Şafak'tan ne zaman atılacak diye”¦
Ama müthiş bir sanatı olduğuna şek şüphe yok. Gerçek düşüncelerini bazen o kadar içinde hapsediyor ki okurken siz de kabızlık çekiyorsunuz. Fakat koca makalesinin bir yerinde öyle bir dolambaçlı cümle kuruyor ki ilerde ”˜ben yazmıştım' diye farklı mahfillerden nanik yapacağı belli.
Fakat bu psikolojiyle bir yazarın idiopatik trompositopenik purpura(ITP) gibi bir hastalığa yakalanmaması pek zor. Hele hele bir tanınmış liberal için bu sürdürülebilir bir durum değil”¦
Bakınız Etyen Mahçupyan'a, bakınız Mehmet Altan'a, bakınız Ahmet Altan'a, bakınız Cengiz Çandar'a, bakınız bilcümle Ali'nin arkadaşlarına”¦
Onun hâlâ bulunduğu mevzii terk etmemesi büyük başarı”¦
Tebrikler Bayramoğlu! Gerçekten bir ödülü hak ettin. Ama adı konulmadık bir ödül bu”¦
Deneyimli Gazeteciler Fehmi Koru da dayanamadı kendi medyasını kurdu. Hasan Cemal daha önce kendi başına bir şeyler yaptı. Örnek oldu. Gerçekten sanal ortam farklı açıdan bir özgürlük ortamı. Dileyen kendi medyasını kurabilir kendince”¦
Bazı amatörlerin çektikleri kısa filmler izlenme rekorları bile kırıyor.
Daha önce yazdığımı hatırlıyorum. Her şeye rağmen Cengiz Çandar, Fehmi Koru, Hasan Cemal bir gazetede yaza bilmeliler”¦
Muhtemelen önümüzdeki dönemde gelişen normalleşme cereyanları onlara da dokunacak ve yeni bir gazetede ”“eski de olur- yazmaya başlarlar. ,
Basınımız da böylece deneyimli gazetecilerine kavuşur yeniden.
Normalleşme cereyanlarının nelere fırsat aralayabileceğini göreceğiz.
Külliye'de Beklenen Değişiklik RAMAZAN ayı içerisinde Külliye'de verdiği bir iftarda evin büyüğü olarak Sayın Cumhurbaşkanımız bütün çalışanlarına anlamlı bir konuşma iradi buyurdu.
Bu hitabında bazı sinyaller de verdi.
Paralel yapıdan arta kalmış bazı isimlerin saraya bile sızabilmiş olma ihtimalinden dem vurdu.
Fakat nedense ona acımasızca davranmadı. Kendi bilir gibisinden yaklaştı. Bekliyor ki kendiliğinden çekip gitsin.
Yakında kimi üst düzey saraylıyı başka bir göreve atanmış görürseniz şaşırmayın.
İşte o yeni atama kararnamesi Başkanın mevzuubahis yemekte çaktığı sinyalin devamıdır.