ELIF'ÇE OLUŞ
“milli ve manevi oluş” kısmını bir kelimede toplayan ise “elifçe oluş” tabiridir. Çünkü bu tabir millet olarak bizleri tam manasıyla tanımlayan ve tanıtan tabirdir. Çünkü milletimizin özelliklerini kendisinde cem edebilen “elifçe” tabiridir.
millivicdan.org - Bayrak yarışı misali elimizdeki bayrağı bir sonrakine en hızlı ve en mükemmel şekilde ulaştırmalıyız. Neden mi? Çünkü biz nesiller olarak bir önceki neslin tarihi davasını elden ele gönülden gönüle ve dilden dile ileten neferleriz. Bu düşünceyle de var olmalıyız.
Nesillerimizi milli değerlerimiz ve manevi hassasiyetimizle yetiştirmeli ve bu “milli-manevi” gibi iki önemli temel oluş kavramıyla donatmalıyız. Bu hal ile donatılan nesiller hem ruhen hem de bedenen yetişmiş olurlar. “Fikir-ilim” gibi iki muhteşem oluş gıdaları da nesillerimizi her türlü zararlı oluşumlardan muhafaza edecektir.
Şimdi bizlere düşen neyin ne olduğunu anlamak, zararın nereden kaynaklandığını bilmek, darbenin hangi eller aracılığıyla sıkılan kurşunlardan olduğunu fark edebilmek ve dost-düşman olanların kim olduğunu isimlendirebilmektir. Bunları yerli yerince anlayabildiğimiz vakit oluşumumuzu epey bir ilerletmiş olacağız. Çünkü bizler olmak zorundayız. Oluşmak mecburiyetindeyiz. Ve yine çünkü biz ümmet coğrafyasının abisi, mazlum milletlerin duasıyız. Bu halimizle bizler ruhen, bedenen, ilmen ve fikren oluşumuzu tamamlamak zorundayız. Zorundayız ki ümmet coğrafyasına ağabeylik mazlum millet dünyasına da yardım edebilelim. Biz bizi oldurduktan sonra diğer dünyalara da kavuşabilelim.
Bu oluş serüvenimiz bizlerin olmak zorunluluğu olan devresidir. Bizim olmamız diğer milletlerin oluşmasına öncülük etmektedir. Bundan dolayı bizler kadrolarımızı sağlam yetiştirmeli ve en güzel halde donatmalıyız. Yükümüz ağır menzilimiz uzaktır.
Nesillerimizi mukaddesatlarımızın şuuruyla yetiştirmeli bunların değerli oluşu hakkında doyurucu bilgiler vermeliyiz. Çünkü be mukaddes değerler bizlerin birlik ve beraberliğini sağlayan bağlardır. Nesillerimizi ve Milletimizi milli ruh ile yetiştiren bu mukaddes değerlerdir. Bu değerler ise “devlet, millet, bayrak ve vatan” gibi değerlerimizdir. Elifçe oluşumuzun bir bölümü olan “milli oluş” kısmını bu değerler tamamlamaktadır. Bu değerler bizleri bir dava etrafında disiplinli ve şuurlu olarak yetiştirmeyi arzulamaktadır.
Bir diğer oluş kısmını ise “manevi oluş” tamamlamaktadır. Bu kısma düşen ise inancımızdır. İnancımızın dairesi içerisinde bizi oluşturan ve manevi şekillere bürüyen oluş makamımızdır. Bu oluş kısmındaki mukaddes değerlerimiz ise ezanımız, camilerimiz, cemaatlerimiz, cemiyetlerimiz, tarikatlarımız ve şeriat dairesi içerisindeki bütün değerlerimizdir. Bu değerler ise bizleri inançlı ve takvalı olarak yetiştirmeyi arzulamaktadır.
İşte bu iki “milli ve manevi oluş” kısmını bir kelimede toplayan ise “elifçe oluş” tabiridir. Çünkü bu tabir millet olarak bizleri tam manasıyla tanımlayan ve tanıtan tabirdir. Çünkü milletimizin özelliklerini kendisinde cem edebilen tabir bu “elifçe” tabiridir. Hem milli oluşumuzu hem de manevi oluşumuzu yani hem yavuz ruhlu hem de yunus ruhlu oluşumuzu en güzel şekilde açıklamaktadır.
Bizim milletimiz elif gibi bir millettir. Yani doğru bir millettir. Kendisi kadar çevresindekilerin iyiliğini de gönlünde dert edinen bir ruha ve şuura sahiptir. Bu özellik ve güzelliğini işte bu “elifçe oluş” sisteminden alır.
Bizlere düşen kendimiz kadar nesillerimizi de bu mukaddes değerlerimizin şuuruyla “elifçe” yetiştirebilmektir. Bu oluş ruhunu verebilmektir. Bütün eğitim hayatımız ve yaşantımız boyunca bu oluş davasıyla mukaddes değerlerine canı gönülden bağlı hatta âşık diyebileceğimiz nesiller yetiştirmek bizlerin eğitim davası olmalıdır.
Örgün eğitimde de yaygın eğitimde de bu “elifçe oluş davası”na gönül veren eğitmenler olmak ve bu ruhla nesiller yetiştirmek ümidiyle”¦