DENİZ DALGA ENERJİSİ VE TÜRKİYE
Türkiye hızla büyüyen ve bu büyümeye paralel olarak enerji ihtiyaçları da artan bir ülkedir. Fosil yakıt rezervleri bakımından zengin değildir...
millivicdan.org - Enerji darboğazı, bütün devletlerin günümüzde ve gelecekte karşılaşacağı en önemli sorunlardan birisidir. Teknoloji geliştikçe bu ihtiyacın katlanarak artacağı düşünüldüğünde; gelecek de bugün olduğu gibi enerji savaşlarına sahne olacaktır. Güçlü olan devletler enerjiye ulaşacak, zayıf devletler ise piyon rolü oynamaya devam edeceklerdir. Dolayısıyla ülkelerin söz konusu enerji ihtiyaçlarını kıt kaynaklardan nasıl karşılayacağı hususu, en önemli sorunlardan biri olarak ortaya çıkmakta ve ülkelerin enerji politikalarını yönlendirmektedir.
Türkiye hızla büyüyen ve bu büyümeye paralel olarak enerji ihtiyaçları da artan bir ülkedir. Fosil yakıt rezervleri bakımından zengin değildir. Kömür, petrol, doğal gazın, muhtemel ve mümkün rezervlerinin toplamı 2454 Mtep kadardır. Bilinen toryum ve uranyum yatakları potansiyel rezervler olarak beklemektedir. Türkiye, tükenebilir konvansiyonel fosil yakıt rezervlerinin aksine, tükenmez doğal kaynakların potansiyeli bakımından zengin bir ülkedir. Ülkemizde kullanılabilir ve ekonomik boyutları ile 1.8 Mtep/yıl jeotermal, 2,5 Mtep/yıl güneş, 50 TWh/yıl rüzgar ve 32 Mtep/yıl biomas enerji potansiyeli bulunmaktadır¹.
Bu nedenle Türkiye enerji sorununu giderebilmek için, yeni ve yenilenebilir enerjiler üzerinde atılım yapan bir ülke olmak zorundadır. Türkiye'nin, bugün için enerji ihtiyacının % 62'sini ithal ettiği göz önüne alındığında, yeni enerji kaynaklarına yönelmediği takdirde gelecek yıllarda bir enerji darboğazına gireceği kaçınılmaz görülmektedir.
İşte Türkiye'nin pek gündeme gelmeyen enerji kaynaklarından birisi de üç tarafı denizlerle çevrili olan sahillerimizde yatmaktadır. Yani Deniz Kökenli Yenilenebilir Enerji. Peki nedir bu enerji kaynakları?
Deniz Kökenli Yenilenebilir Enerji²
1. Deniz dalga enerjisi,
2. Deniz sıcaklık gradyent enerjisi,
3. Deniz akıntıları enerjisi (Boğazlarda)
4. Gel-git enerjisidir.
Bu kaynakları incelersek, Türkiye'de gel-git enerjisi potansiyeli yoktur. Türkiye için söz konusu enerji grubu içerisindeki en önemlisi deniz dalga enerjisidir. Çanakkale ve İstanbul Boğazları'nda deniz akıntıları varsa da deniz trafiği bu enerjinin kullanılma olanağını sınırlandırmaktadır.
Ülkemizin Marmara kıyıları haricinde açık deniz kıyıları 8210 km.yi bulmaktadır. Ancak, Türkiye'de dalga rasatları ve bunlara ilişkin ölçüm verileri yoktur. Dalga cephesinin gücü, okyanuslar dışında 10-40 KW/m arasında değişmekle birlikte, Akdeniz kıyıları için bu değer ortalama 13 Kw/m olarak belirlenmiştir.
Türkiye kıyılarının 1/5'inden yararlanılarak elde edilebilecek dalga enerjisi teknik potansiyeli yaklaşık 18.5 milyar/KWh olarak hesaplanmaktadır. Deniz dalga enerjisinin kullanılması, Türkiye'nin gündemine profesyonel olarak henüz girmemiş olmakla birlikte, öncül santraller dünyada kurulmuş bulunmaktadır³.
Konu ile ilgili Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı 2007 yılından itibaren bir çalışma başlatmış, örnek küçük bir sistem kurularak iki eve yetecek miktarda 5 kw saatlik bir enerji üretilmiştir. Sistem denize yerleştirilen dubalar ve jeneratörden oluşmakta ve deniz dalgalarının dikey olarak hareketini elektrik enerjisine çevirmektedir. Devlet üretilecek enerjiye on yıllık bir alım garantisi vermesine rağmen bu sistem henüz ekonomik getiri sağlayacak kapasitede olmadığından, yeterli ilgiyi görmemiştir.
Türkiye'nin bu gibi yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanılır hale getirmesi gerekmektedir. Ancak bu sayede fosil enerji kaynaklarına akıtılan milyonlarca doların ülke içinde kalması sağlanabilir. Özellikle deniz kenarında bulunan yerleşim alanlarının elektrik ihtiyaçlarının bu enerji kaynağından karşılanması konusunda gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
Mustafa AKIN
(E) Albay,
Uluslararası İlişkiler Uzmanı
________________________________________
¹ TÜSİAD, 21. Yüzyıla Girerken Türkiye'nin Enerji Stratejisinin Değerlendirilmesi, Aralık 1998
² www.enerji.gov.tr
³ www.enerji.gov.tr