DAHA NE ŞEHİT VE ŞEHİRLER VERECEĞİZ BU GİDİŞLE
Gelişmeleri önleme kudretiniz, icap ettiğinde kullanmanız gereken gücü kullanamadığınız zaman hayali senaryolarla, erişmek istediğiniz ülküler size Enver Paşanın akıbetiden daha kötü vaziyetlere sokar.
millivicdan.org - Türkiye'de istikrarı tek adam rejimi sananlar yine yanıldı. Suriye'de olan bitene bakıp şimdi ah u vah ediyorlar. Tüh tüh nasıl oldu yahu? Hani stratejik müttefiktik”¦
Bu Amerika da artık çok olmaya başladı”¦
Bir kısım arkadaşlar geçen Haziran'dan bu yana meydana gelen gelişmeleri kendilerince olumlu addediyorlar. Öyle ya maazallah koalisyon olsaydı istikrar nasıl temin edilecekti? Eee şimdi istikrar var haddinden fazla istikrar var hem de”¦
Bütün muhalefet iktidar partisinin oyuncağı durumunda”¦
Her tarafta tek sesliliğin versiyonları alabildiğince”¦ Bütünüyle istikrar temin edilmiş vaziyette iyi saatte olsunlarca”¦
Daha ne istiyorlar? Bundan ala istikrar mı olur? Pekala neden hala ağlaşıyorsunuz? Suriye'de bir şehir PKK'ya teslim edilmiş. Kobani'de, Süleymanşah'da ne olmuştu? Allah Allah bilmiyor muydunuz, ABD'nin PYD YPG güçlerini vatansever mücahidler olarak kabul ettiğini”¦
IŞİD belasından insanlığı kurtaracak olan müttefikler arasında saydığını”¦
Kobani'de selam durmadınız mı? Kobani'de olan oluyor beyler fazlası değil. Kobani ve Süleymanşah tiyatrosunda hatta daha öncesine gidelim Türkiye'ye törenle teröristleri kahramanlar gibi kabul ettiğiniz o şatafatlı akil adamlı çözüm sürecinden bir farkı yok şimdi olanların”¦
Yoksa kandırıldığınızı mı düşünüyorsunuz? ABD açık açık söylüyor ve yapıyor. Bölgede Esed'li formülün yürürlüğe konduğunu iki yıl evvel haykırdık. ABD Rusya ile anlaştı ve bölgede bizi Rusya üzerinden terbiye etmeye çalışıyor diye yazdık.
Tarihte daha önce başımıza gelmiş gizli ittifaklardan da dem vurmuştuk. İngilizler bizi kışkırtıp Rusya üzerine yürüttüğünde Kıbrıs'ı nasıl ele geçirmişti? Sadece onlar mı? Fransızların Ruslarla yaptığı gizli antlaşmalardan da bahsetmiştim. Bizim çok bilmiş stratejistlerimizin aklına gelmiyor böyle şeyler nedense”¦
İlim adamı başbakanımızın da aklına gelmemişti. “Canım o bahsettiğiniz Kürdistan nasıl kurulacak” diye çıkışmıştı bize”¦
“Azez ile Cerablus arasında bir tane Kürt yok o bölgede Kürdistan nasıl kurulacak?” Diye ilmi bir çıkış yapmıştı. Sanki sosyolojik bir araştırma yapıyoruz? İlim adamıyız ya”¦
Hmmmm. Demek orada bir tane Kürt yok o zaman kurmayalım Kürdistan'ı mı diyecek ABD? Şimdi bazı köşe yazarlarının içini acıtıyormuş olanlar”¦
Gerçekten Müslüman Müslümanın kardeşi mi? Gerçekten dünyanın neresinde olursa olsun bir Müslümanın ayağına diken batsa acısını sen duyar mısın? Niçin bütün İslam âlemi zilletin iç savaşın mezhep kargaşalıklarının, kötü yönetimlerin, istismarların, yalanların dolanların haksızlıkların iğrenç ittifakların, geri zekalılıkların cirit attığı bir dünya o zaman? Dökelim gözyaşlarımız varsa Ahmet Taşgetiren güzel yazmış? Suriye'de Araplara ve diğer unsurlara yönelik Amerikan taşeronu Kürtlerin kıyıcılığına karşı, katliam haberlerine karşı”¦
“Bu haberlere, Amerika'ya yönelik bütün suçlamalarımızın zevahiri kurtarmaya yönelik açıklamalara rağmen karşılıksız kaldığı, “Üst akıl” değerlendirmelerimizin sonuç üretmediği, ABD ile Rusya'nın Suriye'de laik yapılanma noktasında adeta ittifak ettiği, bu ittifaka yer yer Esad'ın katıldığı, bu gelişmeleri önlemek için güç kullanma imkânımızın bulunmadığı gerçekliğini eklediğimizde, deyim yerindeyse elimiz böğrümüzde kalıyor. Olan bitene baktığımda benim zihnimden rahmetli Özal'ın “Bir koyup üç alma” söylemi üzerine yazdığım “salto atmak” yazısı geçiyor. O yazının özeti şu idi: “Eğer yeterli güç kullanamayacaksanız, salto atmak istediğinizde kendi oyununuza gelme riski çok fazladır.” “Ortadoğu'da alt alta üstüste boğuşmalar yaşanıyor, silah patladığında yere düşen biz olmayalım, ve bizim Ortadoğu hedeflerimiz olmasın.” Birçokları da biliyorum ağlıyorlar kendilerince”¦
Ama Cenab-ı Hakkın “emanet ehline verilmeli”, “bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” ve daha bu minvalde ümmete yol gösteren sayısız öğüdünü niçin unuttuk? Evet, gelişmeleri önleme kudretiniz, icap ettiğinde kullanmanız gereken gücü kullanamadığınız zaman hayali senaryolarla, erişmek istediğiniz ülküler size Enver Paşanın akıbetiden daha kötü vaziyetlere sokar. Hani Endülüs yıkıldığında annesi demiş ya hükümdar oğluna”¦
Endülüs hükümdarı Ebû Abdullah, düşmanlara teslim ettiği memleketinden, son Endülüs şehri Gırnata'dan annesiyle birlikte uzaklaşırken Padul tepesinde durarak son kez o güzelim şehre bakmış, alevler içinde yanan bu inci gibi İslâm yurdunu ve İslâm sanatının hârikası olan el-Hamrâ sarayını seyrederken gayr-i ihtiyârı iç çekerek hıçkırıklarla ağlamaya başlamıştı. Onun bu hâli üzerine annesi de, kızgın vaziyette şu târihî cevabı vermişti: “”“Ağla ey gâfil, ağla! Erkekler gibi muhâfaza edemediğin şu mübârek yurdun için şimdi kadınlar gibi ağla!..”
O günden bugüne o tepe «Arab'ın son âhı» ya da «Arab'ın âh tepesi» mânâsında bir isimle yâd edilirmiş”¦ Demek ki daha verecek şehirlerimiz varmış. Tek Gırnata, tek Kobani değil”¦
Ya bir de İstanbul'u verirsek”¦