CEMAAT,HÜKÜMET VE VAZİYET
Cemaatle hükümet arasında bazı çevrelerin oluşturmaya çalıştığı çatışma ortamı kısmen başarıya ulaşmış görünüyor.
millivicdan.org - Şike davasıyla başlayıp, MİT müsteşarının ifadeye çağrılmasıyla devam eden farklılaşma süreci ÖYM'lerin kaldırılmasıyla zirveye ulaştı.
Başbakan ilk defa, ÖYM'lerin kaldırılmasından sonra adres göstererek haksız yere eleştirildiklerini ifade ederek rahatsızlığını dile getirdi.
Kim haklı kim haksız tartışmasından daha önemli olan, böyle bir çatışmanın Türkiye'ye faturasının ne olacağıdır.
AK parti Türkiye'ye büyük hizmetler etti. Yerlerde sürünen bir ekonomiyi düze çıkardı.
İstikrarı sağladı.
Darbelerle hesaplaşabilme özgüvenine kavuşmuş bir sivil yönetim kurdu. Askerin siyaset kurumu üzerindeki vesayetini minimize etti. Dini hayatı baskı altından kurtardı.Türk demokrasisini bir çok alanda batı demokrasileriyle yarışır hale getirdi.
Bu süreçte cemaatin katkılarını da unutmamak lazım. AK parti bunları tek başına yapmadı.Darbelerden bunalan, hizmeti aksayan cemaatin muazzam desteğine mazhar oldu.
Hükümetin tereddüt yaşadığı her yerde cemaat hükümetin yanında yer aldı. Sahip olduğu imkanları dini bir cemaatin çerçevesini aşar tarzda siyasi iktidarın başarısıiçin kullandı. Gülen cemaati artık bir cemaat değil, bir siyasi yapılanmadır şeklindeki eleştiriler bu destek yüzünden yöneltildi. AK partinin başarısı için cemaat imajının yara almasına bile göz yumdu.
AK parti iktidarı boyunca iktidar alanı daralanlar bu ittifakı bozmak için her türlü manipülasyona baş vurdular. Hükümetin iktidar olma hassasiyetini kaşımak için kimi icraatları cemaate mal ederek, başbakan'ıkışkırtmaya çalıştılar.Hükümet yapmıyor, yapamıyor cemaat yapıyor gibi bir hava oluşturdular. Gelinen nokta bu fitne tezgahının başarıya ulaştığını gösteriyor.
Bu noktaya gelinmesinde sadece iktidar karşıtı çevreleri sorumlu tutarsak hata etmiş oluruz.Cemaatin yetişmiş kadrolarını kendi hedefleri için tehdit olarak görenlerden, cemaati bir yükselme, sıçrama tahtası olarak mütalaa edenlere kadar her iki tarafta yer alanların büyük hatalarıvar.Siyaset zor iştir. Eldeki imkanlarla, varılmak istenen hedef arasında büyük muvazenesizlik olabilir. Bazen arzu edilenle değil eldeki ile yetinmek gerekir.
Ülkeyi yönetenlerin ağır sorumluluklarını, zorluklarını,karşı karşıya olduklarıtehditleri asla göz ardı etmemek lazım.Sorumluluk taşımayanların eleştirmeleri, başkaları üzerinden kahramanlık yapmaları kolaydır.Türkiye nereden nereye geldi.Bulunduğumuz nokta şekva noktası değil, şükür noktasıdır.
Onun için herkesin herkese destek olması gerekir.
Siyaseti ve siyasetçiyi halk terbiye eder.Siyasetçinin noteri mensup olduğu toplumun tamamıdır.Farkında olarak veya olmayarak siyaset terbiyeciliği yapmak karşılıklı güven duygularını zedeler.
İktidarıbir başka vesayetin altına sokar.Ancak dostların her eleştirisini iktidara uzanmış bir tecavüz olarak görmek de yanlıştır.
Cemaat dediğimiz şey, bu ülkede yaşayan bu ülkenin siyasetinden etkilenen ve dolayısıyla o siyaseti kendine zarar vermeyecek tarzda etkilemeye çalışan bir sivil toplum örgütüdür.
Siyasi iktidarın görevi herkes gibi cemaati de mülayemetle dinlemek, ülke menfaatine olan her teklifi kimden geldiğine bakmadan tatbik imkanları aramaktır.
Unutmayalım ki başımızda terör ve bölücülük gibi bir gaile var.Ülke meselelerini bölünerek,kısır çekişmelerle vakit öldürerek çözmek mümkün değildir.
Kaldı ki kimse hatasız değildir. Bu ayrılık, gayrılık her iki tarafa da yakışmıyor. Dostları üzmek,muarızları sevindirmekten başka”¦.