CAMİYLE ŞAPELİN ARASINDA SIKIŞIP KALMAK
Üçüncüsü ilerde Avrupa'da faşizmin yükseleceğini ve onun ardından da orada vatandaşlık hakkını bile almış olanların yine bu anlaşma çerçevesinde iade için zorlanabileceklerini bilmeliydik.
millivicdan.org - Dışişleri Bakanımız üç milyarı soran gazeteciye 150 milyonun kapıda olduğunu söyledi.
Türkiye üç milyarı kapabilmek için hayli efor sarf etti.
Yetkililerimiz ne kadar da çok çalıştılar, üstelik AB bürokratlarına nasıl ödeme yapabileceklerine dair yol da göstermişler.
Sayın Bakan öyle söylüyor.
Avrupa böylece üç milyardan ancak ve ancak 150 milyon kadar söz verebilmiş.
Yani üç milyar bile çantada keklik değil.
Oysa ben baştan beri iki yüz milyar verseler göçmen iadesi ile ilgili Avrupa'nın kapı bekçisi olmadığımızı göstermeliyiz diyordum.
Kolay vize adına göçmen iade anlaşması vahim bir anlaşma.
İçeriği ne olursa olsun.
Yok efendim anlaşma pek sınırlı bir kapsama sahipmiş. Sadece birkaç on bin öngörüyormuş filan”¦
Bu anlaşmanın arkasındaki plandan haberleri yok böyle savunma yapanların.
Meselenin sadece müzakere ile çözülebileceğini zannediyorlar.
Göçmen meselesi ile Avrupa'nın çirkin yüzü ortaya çıkmıştı, Türkiye bunu kapadı.
İkincisi de AB üyelik sürecinde çok önemli bir kozu yakalamıştık onu kolay devrettik.
Üçüncüsü ilerde Avrupa'da faşizmin yükseleceğini ve onun ardından da orada vatandaşlık hakkını bile almış olanların yine bu anlaşma çerçevesinde iade için zorlanabileceklerini bilmeliydik.
Bu anlaşma iki yıl önceki yaklaşımın ”“ kabulün bir somut adımıdır.
İlerdeki daha büyük yaptırımlı müzakerelerin olabilirliği üstüne kaldırım döşemesidir.
Abdurrahim Karakoç şöyle yazmıştı bir vakit:
“Avrupa bir güzel benzetti bizi
Çamurla çepelin arasındayız
Kaybetmek üzereyiz kimliğimizi
Camiyle şapelin arasındayız”
Ne güzel tarif ediyor değil mi?
Suyu da ıslattılar, kiri de kirlettiler
Rüşveti helal kılıp üstelik resmettiler
Asıl çile çekenler zindanlarda ölürken
Sefahat içre dalıp çile diye sattılar
PKK İle Mücadele Ne Zaman Biter?
PKK yenildi mi?
Kandil temizlendi, bütün bölücü terör örgütü yöneticileri yakalandı ya da etkisiz hale getirildi, militanlar yahut teröristler bombalarını, silahlarını getirip birer birer teslim oldular da bizim mi haberimiz olmadı?
PKK'ya karşı güvenlik güçlerimiz son zamanlarda etkin mücadele sergiliyorlar.
Dikkatlice teröre karşı bir plan uyguluyorlar. Bunun için daha çok şehit veriyorlar üstelik.
Büyük miktarda da etkili oldu son teröre karşı mücadelemiz.
Fakat diyebilir miyiz ki PKK yenildi ve devlet kazandı.
Henüz adamlarda terörden vazgeçeceklerine dair en küçük bir alamet bile yok.
Buna rağmen bir kısım medyada yeniden çözüm sürecinin gündeme getirilmesindeki kasıt ne olabilir?
Belli ki Obama'nın açıklamalarından iz sürersek Türkiye'nin PYD güçlerini terör örgütü ile hısım olmaktan çıkarması gerektiğine dair baskı yapılıyor uluslararası camia tarafından yetkililerimize”¦
Onlar da eski söylemlerini bırakıp daha önce bir miktar yuttuğu yalana yeni dönem stratejisi olarak yaklaşacaklarmış güya”¦
Bu kadar şehit cenazesi olurken ve Türkiye terör örgütünün tamamen ortadan kaldırılması dışında hiçbir mazeret ve yeni bir eblehlik görmek-duymak istemiyor.
Şimdiden çözüm süreci lakırdılarına alıştırılmak isteniyor kamuoyu”¦
Bu kabul edilemez.
Asla”¦
Postmodern Kandırmaca
1. Kandil terör saldırılarını bitirir mi?
2. Tek yanlı ateşkes ilan eder mi?
3. Silahlı unsurlarını sınır dışına çeker mi?
4. Çözüm süreci başlasın diye deklarasyon yayınlar mı? Hükümete bırakır mı inisiyatifi?
5. Türkiye'ye karşı silahlı mücadeleyi bıraktığını ilan için bir kongre toplar mı?
Bunların hiçbirisini yapmaz PKK.
Ya yaparsa?
Yaparsa bilin ki bu bir paralel yapıdır. Yani Vekâlet savaşıdır.
ABD, AB ve İsrail vardır arkasında.
Bunu son açıklamalardan da anlıyoruz.
Gerek Obama'nın ortaya çıkan planı (Rusya ve İran da devreye girsin talebi) gerekse örgütün PYD ile birlikte vekâlet savaşı sürdürdüğü ayan beyan ortaya çıkmışken yeni bir kandırma sürecinin Türkiye yönetişiminin önüne konulacağı gerçeği, sanki yukarıda beş madde halinde yazılan beklentilere cevap teşkil edecek yeni bir gündemin yaratıldığını işaret ediyor.
Herhalde bu postmodern bir kandırmaca olacaktır.
Hani 12 Eylül darbe idi ve 28 Şubat postmodern bir darbeydi ya; tıpkı onun gibi”¦
Artık İngiliz-Yahudi aklı postmodern kandırmacalar peşinde, darbeler peşinde değil”¦
E artık bu kadar da ebleh olamayız değil mi?